Artık yazamamak bu olsa gerek. Gecenin azizliği üzerime koca bir bulur gibi çöküyor bu gece. Nereye uzansam bitiyor veya gidiyor. Bir umutla elbet ilerleyeceğim ama nereye kadar? Her şey gibi…
ÖNSEVİŞME uzunca yokladım kendimi tartıştım kendi kendime, anlatmaya değer hiç bir şey bulamadım. sonra tartışma başka yerlere kaydı neden anlatmaya değer bir şeyim olmadığına geldi. düşündüm yapıcak bir şeyim olmadığından.…
Senin hayatında bir kum tanesi bile olamadım ya Ben aslında ona yanarım Bana söylediğin bütün o Seni seviyorumların Sana aşığımların Yalan oluşuna yanarım Sen bir yalancıymışsın Benim kalbimi kırmak için…
Başkalarının dağıttıklarını biriktirdiğimiz bir cumhuriyet barındırır içimiz. Her gelenin gidişinde bıraktığı harabelerin altında yaşama tutunmaya çalışan, hala bir şeylerin iyiye gideceğine inanmak isteyen o masum yanımız kendini tamir etmeye didinir…
Kimi zaman aşık olup düşeriz duygu uçurumuna. Bir bakmışız derin uçsuz bucaksız bir uçurumdan son sürat düşüyoruz; işte o an hiçbir şey gelmez elimizden, duygularımızın esiri olmuşuzdur. Mantığımızı kullanamaz hale…
Ne yazacağımı bilemiyorum. İlk kez böyle his oluştu içimde. Kendimi tanırım zannediyordum meğer tanımıyormuşum. Kar yağdığında okula gitmek istemeyen bir çocuk gibiyim bugünlerde. Halsiz, soluk ve en çok da hüzün…
Bir bulut gibiyim. çok zamandır uğraşıyorum su toplamak için. zaten en başından böyle var oldum ben. zamanla varoluşumu başlatan suya aşık oldum. en büyük hayalim suyla beraber toprağa karışıp bir…
Dapdar, etimle tırnaklarımın arasındaki boşluk kadar dar bir sokakta Rüzgarda savrulan eski bir panjur gibiyim Boyalarım çürümüş, paslanmışım Bilmiyorum kaç yağmur damlası yemiş Gözlerini almasın diye kaç Yaz Güneş’ini içmişim…
Ve güneş batıyor.. Kuşlar usul usul batışa ilerliyor Cıvıltıları melodi gibi Güneşin kızgın ateşini ahenklercesine … Güneşe veda etmenin verdiği hüzünle dans ediyorlar O uçsuz bucaksız mavide… Bir otobüs penceresinden…
“Aşk ile ikbal ile bahtiyar oldum diye “ -E. B. Koryürek ‘in dediği gibi platonik değil de platonikbal şeklinde ele alalım bu gece böylesi makbul olsun gönlümüze su serpilsin…karşılıksız olarak başlayan…
Bu sabah yatağımda mışıl mışıl uyurken, içimdeki ses; ayaklarımın altını gıdıklayarak uyandırdı. Daha gözlerimi açmadan, sallanma çabuk kalk, eline kâğıt ve kalem al! Söyleyeceklerimi kısa kısa not et. Bir kere…
Bugün yine birkaç kuytu köşemden birine kaçtım.Sanırım fazla fazla dinlenmeye ihtiyacım var.Çok fazla şey düşünüyorum bu aralar,her zamankinden biraz daha fazla. Bir insanı tanımak aslında çok basitken neden çok zordur…
Okumak,yazmak,konuşmak Hariç! Her şey serbest(!) Sevmek,sevilmek,sevinmek Hariç! Her şey serbest(!) Düşünmek,eleştirmek,bilmek Hariç! Her şey serbest(!) (Konuşacak sözümüz kalmadı,son kalemiz,kalemimiz!) …