Büyük bir kaptan ve küçük bir gemi… Kaptanın önünde bir defter elinde kalemi…
Bir yıldızı anlatırdı hep sayfalara, en parlak olanı. Dokununca aydınlatırmış o yıldız, solan tüm ruhları.
Bir gün kaptanın elinden düşüverdi defter suya ve onu bir denizkızı buldu. Başlangıçta cehaletle parlayan yüreği, masalları okudukça soldu.
”Adil değil!” diye düşündü. Bacakları olsa bir tepeye çıkıp yıldızlara uzanabileceğine inanacak kadar masumdu.
İşte böyle… Hayatı düşlemekle geçti var olmayan o yıldızı ve hiçbir zaman kaptanı değil, hep yüzgeçlerini suçladı denizkızı.