Genç Yazı Üyeliğinin Yazarlara Sağladığı Avantajlar Nelerdir?
https://t.co/pFU0Ep2zOn
#kitap #deneme #hikaye… https://t.co/VtS7sfLVH3 about 9 saat ago via Twitter Web App
Bugün Zenith Oteli’nin ilk sayfalarını okudum. Ve içimde bir yazma isteği oluştu. Gerçi bu hissiyat ara ara yokluyordu benliğimi ama; galiba en şiddetlisi buydu. Galiba artık okumak gibi kendimce, daldan…
“Yaşamak için bir nedenimiz olmalı; öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak gibi” richard bach Martılara her zaman imrenmişimdir. Doğanın sopranosu olmasalar da belli bir statü sahibi oldukları aşikar. Aksi takdirde nasıl kendi…
Her gece yatağıma aynı karanlık düşüncelerimle yatıyorum. Sonra yatağımın hemen yanındaki perdemi hafifçe kaldırıyorum. Binalar görüyorum gökyüzüne uzanan. Pencerelerinin bazılarından ışıklar süzülüyor rengarenk. Hoş bir görüntü çıkıyor ortaya. Ve düşünüyorum.…
Anladığım kadarıyla herkes bir yolda. Ne yolu bu? Nerenin yolu? Nereye çıkar? Herkes aynı yolda mı? Yoldan başka bir şey söyledikleri yok insanların. Önemli olan yolda olmakmış. Bu kadar çok…
İnsanlar her fırsatta günlük yaşantılarından duydukları memnuniyetsizlikten bahis açar, buna mukabil içten içe her türlü değişime cephe alırlar. Rahata alışkın varlıklarız, iniş çıkıştan ziyade denge hâlini arzuluyoruz. Zaman zaman sıkılsak…
Empati öyle yoğun ve derin bir anlamı olan kelime ki, içine girdikten sonra çıkış yolu ararken çırpınmak zorundasın. Fakat bu öyle bir çırpınma ki, ağırlığından dolayı bataklığa her saniye yavaş…
Özgürlüğümüzden ne zaman vaz geçtik ne zaman bu dünyanın içinde birer kukla olduk? Farketmiyormusunuz yukardakilerin ellerinde bizi kontrol edecek ipler var. Yani ellerinde para var .İnsan oğlu paranın peşini bırakırsa…
İnsanlar kendi hakkında düşünme erdemini gösterecek kadar cesarettemidirler veya bu cesareti ne zaman gosterirler? İnsanlar her zaman dışarıya kendilerini tam oldukları gibi göstermezler.Kisiyle yakınlık düzeyine göre kişiden sakladığı bilgi sayısı…
Hani diyorlar ya unutamıyorum unutulmuyor diye… Aslında o kadar çok şeyi unutuyoruz ki ama kimse bunların farkında olmuyor hep bir aşk acısı hep bir kadın/adam hep boş laflar… Sevgi neydi…
Her günümün ölümcül ve her günümün kalbimdeki sancıyla devleştiği nice yirmi dört saatler geçti sevgilim. “Yirmi dört saat dolmadan…” demiştin hani; bak, o kadar çok zamanda o kadar çok yirmi…
Özgür olmak istiyorum. Bu yorucu, zalim hayatin kösesinden izlemek istiyorum.Aslinda hem varolmak istiyorum hem de kimse beni göremesin istiyorum hoş pek görende yok zaten.Bilmiyorum bu bezginligim bikkinligim belkide etkisizligimin verdigi…
hırkalar eskitiyorum üstümde bitiremiyorum başladığım şiirleri kursağımda bir küfür var bu gece ay daha yakın, çıkmıyor dudaklarımdan tek hece.. şarap rengi hırkalarla yıkandım ölümün ravzasında kitaplar katettim bir çoğunu da…
Başı olan doğum, sonu ölüm ve sonrasında sonsuzluk olan bir âleme, doğru yavaşça yürürken, beni ötelere çağıran iyiliğin iyiliklerle kimseyi üzmeden acıtmadan gel sesine olan düşkünlüğümle yolları adımlayarak, sessizce yolları…
zaman denk düşmez mi şiire,şiir mi denk düşer zamana bilinmez,yaralarımı hep kanattığımda bir şiir çıkıyor ortaya yazıyorum,yarama merhemi hemen sürmek yerine tehir etmeden yazıyorum, yaram iyileşir kanasa da Rabbim izniyle.…