“Kendini zamana yaymış bir kadın tahayyül et” derdim hikayemi merak etseydiniz; sistematik ama parçalı. Matematiksel bir denklemin hangi parametresine denk geliyor değerim bilemiyorum. Bire yakınsayan...
Please wait ...
“Kendini zamana yaymış bir kadın tahayyül et” derdim hikayemi merak etseydiniz; sistematik ama parçalı. Matematiksel bir denklemin hangi parametresine denk geliyor değerim bilemiyorum. Bire yakınsayan...
Zamanla başedilebilinecek gibi değil kavgam. Saatimin camı arsızca buğulu hep, çarklarının işleyişinin sesi zihnimde geziniyor. Paslı değil hiç değilse... Tükeniyor insan; sofrada tuz, Salda'da kum...
Öğrendim. Bir dine bağlanır gibi değil de özgürlüğümü sever gibi sevmeyi öğrendim. Bir eylül akşamı yüzüme kapanan bir telefonla yeni bir sayfa açtım kendime. Hayallerime...
Masada kitapları dizili önüne eğilmiş bir şeyler yazıyordu. Saçları dikkat çekiciydi. Güneş vurmuş başaklara benziyordu, hafif turuncu işlenmiş bir sarı renk. Ne yazdığını o...
Gülleri kırmızıya boyamayı bıraktım. Besbelli işte yanıldığım. "Belki burasının da beyaz güllere ihtiyacı vardır" diyorum içimden. "Beyaz güller diktiysem ne olmuş, ne olmuş yanlış...
Kaç gün, kaç saat, kaç dakika evveldi... Belki üç yüz altmış beş gün belki fazlası geçip gitti. O zaman korkmasaydım kaybetmezdim şehrimi fethedecek o cengaveri. O zaman...
beklemek nice erdemdir tartışılmaz. sanki kanatlarım belirecek kürek kemiklerimden, onun için bekliyorum; kemikler kaynıyor büyüyor acıtıyor. Oysa uçmak niyetiyle atmamıştım adımlarımı, yürümenin dahi ne kadar...
Ellerim soğuk, gözlerim donuk, gülüşlerim ender. Bir rivayete göre Dünya'ya ateşi sinek kuşları getirmişmiş. Bilmem ondan mıdır içimden renklerini de alıp hızlıca göç ettiklerinden beri...
Uyku nasıl da sarıyor beni bu sıra, sevgisinden kaçamadığın bir kardeş, sonsuz sevgiyle dolu bir sevgili gibi. Oysa nefes alamıyorum, adımlarımı bir başıma bir...
Dürüst olmalıyım bu sıra ne ellerim kaleme gidiyor ne kelimeler zihnimde şekilleniyor. Bırakın şekil almayı ufak bir gezintiye bile çıkmıyorlar. Fakat eski yazılarıma ilişebildim. Ne...
Galiba hala kendimi affedemedim. Hangi kendim hangi kendime uzun bakışlarda dalıp gidiyor, çanları kim bu denli seviyor? Üç koca üç yüz altmış beş gün demetinden biraz...
"Senli yalnızlıklar sezonu"nda kapana kısılmışlıklarımdan sebep, seni katmadım sensizlikte yaşantıma. Çünkü, ve bu sefer senli yaşamak ve sevgili "seni yaşamak istiyorum, isterim" desem kafiyesi pek uyardı. Ama...
Satürn'ün halkalarını düşündüm öyle sayısızmışçasına çok ve kimilerince düzensiz. Ne çok düşündüm, kim varsa güzel bulduğum Satürn'ün yerine koydum. Yamacında dinlenilebilecek sayısız halka tahayyül...
İçim oyuluyor, içimde bir kuş yuvası şekilleniyor. Ölüm kokusu sinmişliğini alıp gitmiş, kalıcı olamayan bahar kokuları ton ton burnuma çalınıyor. Neden bilmem sevda, aşk ve yaşam...
Şimdi ben zamanın girdabında matematiksel hesaplarla doğal iyileştirici bir mekanizma kurmanın eşiğinde en sevdiğim masalın kahramanına dönüşüyorum, Gulliver. Bu kez devler ülkesindeyim. Yalan olmasın devler...
Gerçeği bulamıyor değilim de gerçeklikteki "doğru" yahut gerçeklikteki "gerçek" hangisi? Hayata dair önemli seçimlerden birini yapma esnasında "hangi ben devam edecek", "hangi ben ile devam...
Karıncanın yazdan kalma topladığı çekirdek kabukları, köstebeğin özenle seçtiği pancarlar.. Karıncaları gözlemledimse de hiç köstebek görmedim, pancar ise bir yahut iki kez değdi nazarıma, bu...
Büsbütün görünebilir bir cisimken insanoğlu yine de bir çığlık koparıverir henüz başlamışken hayata “ben buradayım, dünyaya geldim ben” diye. Cisim, madde yetmez olur çoğu...
Sizlerle geçmişin yumağına ilişeceğim geleceğe ilerleyen yollar için.. Eskil düşüncelerimi yenileriyle harmanlayacağım, satırlarda harf süreceğim bu sefer.. Öyle ki ben kavramların bu denli çorba edilmiş,...
Unutma beni çiçeğini niçin sevmiştimden başlamalıyım sanırım evvelinde, “Mine” isminden dem vurulduğunda biraz bilgi yuvalanmasına sebep olacak araştırmalara girişmiştim. Meğer bahar zamanı açan küçücük...
Ellerinde birinin kanının sıcaklığını hissedeceksen eğer bu ancak bir doğum arifesinde olmalı. Bir şeyi istiyorum demek üzerine birkaç kelam iliştirmeli diye düşündüm söze girişmeden; "Ne...
Bir nokta koyup uzun bir çizginin üzerine "ben" diyorum, elif timsali başlıyorum belki aslında; dillere de pek hakim olamıyorum esasen ama. Seni bir noktanın sonsuzluğuna...
Suç bu denli çok olunca, düzen masumlara hüküm giydiriyor. Mahkum giysilerinde git gide soluklaşan masumlar. Git gide yitiyoruz sanki. Masumluğumuz da kalmıyor. Bir şeyler yapmamak, yapamamak beni...
Bir yorgunluk çöktü üzerime Derin bir suskunluk Biliyorum, gelmeyin üstüme Bu kokusunu duyduğum yoğun eksiklik.. Sahi bu öten hangi kuşun sesiydi? Bir sıcak gülüş,...
İfade edemediklerimiz yüzünden strese giriyor,üzülüyor yahut sinirleniyoruz kimi zaman; ya sonunda patlayıp dökülüyoruz ne varsa,ya işlere yahut gezmeye vuruyoruz kendimizi.Ya en yakınlarımızla paylaşıyoruz ya...
Input your search keywords and press Enter.