Bir kusuru vardı, kendini doğuruyordu her defasında. Ana rahmine düşen her bir günün sancısında sonbahar kış kreasyonu gibi değişiyordu ölümleri. Eteklerinde mucizevi parkeler asılıydı,...
Please wait ...
Bir kusuru vardı, kendini doğuruyordu her defasında. Ana rahmine düşen her bir günün sancısında sonbahar kış kreasyonu gibi değişiyordu ölümleri. Eteklerinde mucizevi parkeler asılıydı,...
İnsan, cehennemin fragmanını yaşadığını hissedermiş meğer. Hayat, cehennem ile cennet arasındaki döngünün ve o dengenin obsesif kılık değiştirişiymiş çoğu zaman. Acı biber gibi, tuz ruhunu...
Unutulmak koyuyorken insana bir de neden unutulduğunu anlayamadığında daha çok oturuyor bu duygu kalbine. Bakıyorsun, perdeleri değişmiş her yanını çiçek saran ve yosunları unutturan...
Bekliyorlar sevgilim; ben de bekliyordum. Kaleme aldığım çok yalnızlık var ama sen en özel yalnızlığısın bu kalemin. Seni, sensiz yazmayı bekliyordum. Kaç gün oldu,...
Anılarla bindik tahterevalliyeBir o yukarı çıktıBir benSonra birden ayakları yerden kesilinceKorktu zavallı!Yukarı çıkmak nedir bilmezkenBastım çıplak ayağımlaToprak birden gemide yol aldıHazintrak şarkıların nefesi kesildiKarmaşık...
Yazmam lazım sevgilim. Özleyişime bin engel sığdıran hayata seni ne kadar sevdiğimi… Damarlarım sen atarken, gözlerim seni görür gibi etrafa bakarken ve bütün boşlukları...
Faytona biniyor gidişin ve el sallıyor Büyükada. Saçlarını kestiriyor yanlış kule; adı ise sözde kız kulesi… Her şey yanlışlığa çarpıyor özde güzel sen, hikayeden...
Yine yalnız kaldım sevgilim. Bu sabah rüyamın diken menüsünden en acılı yanını batırdın bana. Seni düşümde kaybederek uyandım, gerçeğimde kaybetmek rekabetinden yana. Gözlerinde senin...
Seni, sen olduğun için sevebilseydim ve şu hâlinle bu kadar kendimden arttırıp koşulsuz sen diye vermeseydim kalbimden, sen belki de bu kadar yaşamazdın bende. Cesaretle...
Hayata döner dönmez yine seni yazıyorum sevgilim. Beyaz yaşamın siyah zalimisin sen, unutulur musun? Acı çekiyorum. Bu kez kalbimle birlikte bedenimin her köşesinde uslanmaz...
Aklımda uyumuşsun yine; örteyim üstünü cevaplarımla, sorayım sonra en kalın battaniyede aşkının seni bensiz ısıtışına. "Neden yoksun hâlâ?" Ve hâlâ neden güneş gibi ısıtıyorsun...
Sevilmek çığlığı kalbimin her mısrasını sarsa da artık senli yalnızlıklarda bile kendimi aramıyorum. Üslubunu şaşırıyor zaman, özgün müziklerde bir parola istiyor hayat benden. Adını...
Ben birini öldürdüm. Hikayesinde bütün sayfalar bomboş, hiç yaşamamış, duymamış ve görmemiş biri… Hayatı sevecekken son bir darbeyle hayatını yere seren biri… Ben onu...
Son ses dinlediğim yaralı şarkıların yara bandı da sensin. Kulaklarımı kabul etmiyorlar, illa ki sen her kimsen ve hangi saatin buçuğundaysan bana ulaşıp onların...
Ellerin davetiye çıkarmışBaşka ellerin sıcaklık konforunaGözlerin desenParıldayan yıldızlarınRekabetçi aşk kayışlarındaYine de bir umut var şuramdaGece seni bana getirdiHayalinin koridorlarında ayaktayımUyumam sanaUyandığımda sen olmayacaksan Yaz sıcağı...
*Bu hikâye, Güzel Ordu Kültür Sanat Derneğinin düzenlemiş olduğu hikâye yarışmasında Yayımlanmaya Değer Bulunan Eser seçilmiş olup, kitapta yer almıştır. Camdan dışarıyı seyrediyorum....
Bu kez ben iyi ki doğdum sevgilim. Yirmi dört saatin bana kutlanmış bilinmezliği bu yıl da örttü üstümü. Sana doğmadan iyi ki doğdum. Bir şeyler...
Odamın kartonpiyerli sensizliğinde geçirdiğim zaman kavramının unutulduğu hiçlik günündeyim. Bilmem ki kızıla döner mi ayıbı bana kaçan bekleyişim? Siyah yaşıyorum seni. Ağına takılan "gel" oltasında...
Diyalektik hüzünlerde bir tıraşİsmimin kaporasında unutulmak hançerimKim batırdı kim eşeledi kim yaraladıHiç bilmemBen adımı adında sattım zannederim İçimin yağlarında eriyen bezeli senHangi ocağı açık unuttunHangi...
Yine gittiler. En yoksun zamanımda yalnızlığın, gelmemecesine ve öylece… Ses etmedim, ses etmiyorum artık. Kalpsizle var olacağıma kalp sis ile var olur; biri gelip...
Öldürüyorlar; kadını önce kendinde, sonra bedeninde, ona da güçleri yetmeyince ruhen öldürüyorlar. Sen de en az o diğerleri kadar katilsin. Bulunmazlığım bir toprakta açmayı unutan...
Eski 45'likler gibisin sevgilim, eskimeyen bir hâlin var kalbimde. Unutmak, had aşmayan ve ortalığı karıştırmayan bir vazgeçişin derin ama kısa öyküsü. Bu, bir mecburiyet; içinde...
Unutuyorsun inan. Valla bak… samimi söylüyorum. Bir yaranın yerini bazen öteki yara sarıyor, ya da bazen o yarayı mutluluk kapatıyor ama unutuyorsun unutman gerekenleri....
Sen, bir ölünün kalbinde gösterilen en derin fragmanArkası yarınların merak uyandırıcı heves tutamı;Bir düşünceye ilelebet senBir bekleyişe ilelebet bizBir olmayışa ilelebet hayal kırıklığı astığım;Tablomda...
Dinlemiyordum ne zamandır acılarımı. Kayıp sancılarda gardiyanı olmuyordum akılsız muntazam zannedilen zenne geçmişimin; bir dikene batan farkındalığın ısırığında elmalara günah aşırtıyordum. Kim ısırmış, kim...
Yitik kazanlarda yıkanıyorum; incinmiş kalbimin var olan kırılganlık serüveninde masalı anlatan olmaktan ziyade yaşayan olduğum için üzgünüm. Sesim, gözlerimin burukça etrafı kolaçan edişiyle ve yine...
Slow bir şarkının bağrı yanık anını yakaladı kalbim. "Çekiyorum, gülümse" dedi kulaklarıma fısıldayan acılı Tanrı'ya. Şimdi sanki onun sesini dinliyor; şarkının playback nefretinden canlı...
Kendimin kendime gülümseyip göz kırpmasına ihtiyacı var. Yitik duvarlar katmanında kara teslimiyet sunduğum çaresiz bekleyişler kadar yine güzel bir "Hoşça kal"a sığdırıldım. Her duvar,...
Kendimi öldürüp her gün yeni bir ben doğurmaya çalışıyorum kendimden. Gebe kaldığım her kendimin bir sancısını çekiyorum, gülüşün bile acısı oluyor bedenimde. Ben böyle...
Bir ihtimalin kirlenmiş örtüsüyüm. Üstüme örterken kendi kalbimde donuyorum. Uzun yıllar boyunca içtiğim görünmezlik iksirini artık gerçekten gamımın kederli pelerinlerinden söküyorum. Bu karanlık gecelerde...
Aklımdan sildiğim insanlar oluyor gündüzümde. Gecesine tekabül eden yıldızlarımın, unuttuğum şehir efsanesi mutluluklarını hibe ediyorum onlara. Onlarsız yaşayamayacağım adamlar istemiyorum satırlarımda, gururuyla yazıp gururuyla yönettiği...
Ateşe veriyorum kendimiYalnızlık dağından itiyorum kalbimiSolmuş çiçeklere dolan bir göz bırakabiliyorum ancakSevmiyorumSevilmediğim o hissizliği Kendimden özür diliyorumBir kez daha yenildimBir kez daha alayım dedim acıdanArtık...
Sanki Haziran otuz iki çekecek ve temmuz ayında kavuşmak ihtimali hemen koşup gelecek gibi. Kirli dünyasında sen saracaksın sanki kalbimi. Sanki işte, bir yanılsama...
I Solgun defterlerin buruk imzalarındaki tel örgüsüyüm. Bir deftere başlarkenki ilmiklenen ve sebat edilmeyen o her boş saatiyim gecenin. Hapsettiğim organik harflerimin 'A'sı kırılan ve...
Sevgili günlükten bozma sevgili yalnızlık… Seni, bir durakta otobüs bekleyen erkekçesiyle mutluluğu dillendiremeyen sessiz sedasız geçmişimin kırıklarını aldıramadığım kuaför sabrıyla tüketiyorum. Bu cümlenin hakkınca...
Hapşırdım; "çok yaşa" bile demedi aşk. Kalbimin kompartmanında manzaranın hakiki boşluğuna takıldı gözüm, seğirdi. Ona bakmak, onda demlenmek ve onda bütün açlıkların bitişine ermek...
Bir mutsuzluk var üstümde. Bir çocuğun başını okşamış ve ondan buna karşılık tebessüm alamamış kadar kırgınım; Kendimi dövüşüme, kendimi reddedişime ve kendime kıyışıma. Alengirli...
GittinBir ülke değdi yalnızlığımaSenin olmadığın her yerYıkık şiirlerin saltanatınıKaybetmiş taht budalalığıKaranlıkta kaldımHiçbir ışık aydınlatmadı yokluğunu Tamamen yoksunTamını da benden alarakGittinHakiki bir otobüs çarptıSusuşunaEzildi çenebaz sevişinÇoktan...
Bendeki dört işlem bir seni götürüyor. Senden sen çıkınca ben, senden ben çıkınca biz ölüyor. Sen ile beni toplasam da bir aşk etmiyor. Sonra...
Bir hayal kırıklığına daha ıslık çaldım. Barmen umutsuzluklar bir kadeh daha doldurdular içime. Ayyaş kaygılarımın fondip sessizlikleriyle alay eden yaşamın susturucu takılmış tabancası oldum...
Senden sonrası oldu kalbimin yıllardan sonra ilk defa. Senin yerini kimseye vermeyeceğim sözüyle çıktığım bu yalnızlık yolunda kalbimden ufak bir parça daha koparılmasına izin...
Sızlıyorum. Sanki canımı alıp ızgara yapıyorlar. Bir yerden közüm ulaşıp bana, benden yardım istiyor. Hayatımın sonsuzmuş gibi devirdiğim yalnızlıkları bir türlü sona ermiyor. Yazsam...
Kitap okumayı da bıraktım. Sayfalar dolusu dertleri yazarken. Başkalarının iyikileri, keşkeleri, acıları dokunmasın istedim gözlerime. Benimkiler yetti de arttı bile. Bu karanlık duvarların bir anahtarı...
Aklıma o eski şarkı geldi. Güftesi ve bestesi bana ait olmayan… Hatırlatıyor bir şeyler, bazen; o eski şarkıyı… Şimdi onu bir başkası dinliyor, biliyorum....
Sokağı izliyorum. Sakinliğin kaldırımından sen yürüyorsun hayretle. Başını kaldırıp pencerelere bakarak beni arıyorsun. Hangi evdeyim, neredeyim? Sokağı bir mi kaderimizin? "Buradayım" diyerek sesine seda oluyorum...
Aşka olan inancımı kaybettiğim kalbimin mezarlığına bütün beklentilerimi, beklemeye değdiğini düşündüklerimi ve sevmeye değer bulduğum o kişileri gömdüm. Bir kabristan artık benim kalbim. Küçük...
Her yanım ağrıyor. Sanki hayatın tüm biletleri satışa sunulmuş da yetişemeyip bilet alamamışım gibi bir his var içimde. Acıya hep tam on ikiden; bugün de...
Bu aralar ilham bereket sıçratan bir tanrıça sevgilim. Ben kalbim için seni besliyorum bende; ilham ise beni doyuruyor yokluğunun her zerresinde. Gövdenin beni ezdiği...
Yine seni düşündüm erken gelen haziran sokaklarında. Sokakların bana varış ve kalbimde bitiş çizgisinde topladığım her bir sen, barut iznine çıkmış gibiydi. Açlık tereddütüm...
Kendini cetvelle kovalayan bir öğretmen gibiyim son zamanlarda. Yakalasam kendimi, cetvelle avuçlarımda taş kalpli izler bırakarak cezalandıracağım. Bir türlü yakalayamıyorum, cetvel elimde eskiyor; ben...
Input your search keywords and press Enter.