sen güzel kadın. ne kadar cesursun, gelmekte olan yenilgilerden, soğuk rüzgarlardan, bitmez gecelerden, başlamaz sabahlardan nasıl da azad etmişsin kendini. nasıl da dik duruyorsun, taştan...
Please wait ...
sen güzel kadın. ne kadar cesursun, gelmekte olan yenilgilerden, soğuk rüzgarlardan, bitmez gecelerden, başlamaz sabahlardan nasıl da azad etmişsin kendini. nasıl da dik duruyorsun, taştan...
Beni bir yerlerden görüyorsan baba, gurur duy artık oğlunla Güzel adamlar güzelce sevdi çocuklar. Ve sevmek çocuklar. Sevmek ne hoşgörülü bir kelimedir. Bügün bir çizginin ucunu...
Her şeyi ve herkesi bir anda ardımda bıraktım. Çekip gittim. İnşa ettiğim ve yıktığım ne varsa, her bağı her düğümü gözümü kırpmadan kopardım. Yalnız...
Sen de beni seversen tüm dünya mutlu olur. Ben dünyanın en mutlu adamı olurum, birini mutlu ederim, o biri bir başkasını, o başkası da...
Her şey berbatken çıktı geldi. Her şeyi daha da berbat etti. On bir gün geçmişti son konuşmamızın ardından. İnat etmiştim ama sonunda dayanamadım. Aradım. Konuştuk....
Hava yine soğuk. Darmadağınıksın, sahipsizsin, yoksulsun. Gök yüzü çok uzaktaydı senden. Şakayla karışık yağmurlar başlamıştı adını bilmediğin yerlerde. Bir bebek ölmüştü ilk nefesinde... Gölgelerle...
kendi şahidimizin kendimiz olduğu zamanlarda adalet arayacağız biz seninle. vakti geldiğinde alaca bir defter kabına düşürülmüş ikişer çift olacağız mavi mürekkebin ucunda. sonra gizli...
Kahve falları, yol üstü lokantaları, sanatkarlar, cefakarlar, isyankarlar Suçlu çocukların başı binbir türlü belalarda Buralara gülümsemeni koydum Bir alt satıra da sevinçlerini Sonra beni koyduğun yerde sonumuz çok...
'' -Oğuz Atay sever misin ? '' dedim. Sorduğum soru gözbebeklerinde yankılandı. Pürüzsüz bir şekil aldı. Önce göz yaşı oluştu, sonra tebessüm. Biraz hayal kattılar...
Bir ben miyim bu kadar az olan ? Bir ben miyim bu kadar eksik yaşayan ? Sen istediğin kadar devir yarınları. Bugünlerden fayda yok diyor. Fikrine...
Çocukluktan kalma hatıraları anlatmak zordur insanlar için. Anlatmayı bir yana bırakın hatırlamak da olağan dışı bir elzem taşır. Yapbozun kayıp parçaları gibi algılanır çocukluk....
Yine geldik en başa. Yine sardık tüm filmleri... Dosdoğru yolumuza devam ettik, hep bir çevirme sundular önümüze. Islak bir eylül sabahında yolumuz bir simitçiye, bizse...
M.'nin taşlı sopalı aşk öyküsü lise yıllarında başladı. Çoğu kişi anlayamadı onu. Bilincine dokunamadı. Aslında ara sıra kendimi görüyorum onda. Bir şeylere elinde olmadan...
Çarşamba günü. Öğleden sonraki ilk çarşamba günü. Koskoca haftanın ortasında, bilinmez ve çaresiz bir çarşamba günü. Sana nasıl anlatabilirim beni ve içimdekileri, bilemiyorum. Ben aslında hiçbir şey bilmiyorum. Hangi...
Yok olmayı istediğim nadir anlardan birindeyim şu an. Dönüp dolaşıp aynı yere geldim. Kaybettiği her oyundan sonra mesleği bırakacağını iddaa eden kumarbazlar gibi...Yaptığı her...
Benden adam olur mu dedi çocuk. Sen hep çocuk kalacaksın dedi Tanrı. Metafiziğine aykırı bulanmış bir inancın akıl almaz saadeti İnançsız, sakin ve incelikliydi çocuk. Senelerce yarım kalacak...
Yazmaya başladığımda kendimi en huzurlu adammışım gibi hissediyorum. Her şey şu kalemi alıp şu klavyenin başına geçmeyle başlıyor. Nasıl başlamam gerektiği hakkında bir fikrim...
Bir defter yaprağının altında kalan silik izler... Hırpalanmış, çabalanmış, mutsuz hayaller. Öfkemi durduramıyorum. Sana karşı, size karşı, dünyaya karşı... Tek adımda geçebileceğim kadar yakındın....
Sezgin'e... Pazartesi gecesi, saat on bire geliyor. Hafif bir kırgınlık ve portakal kokusu var üzerimde. Çıldırmak üzereyim çünkü doğru kelimeleri bulamadım. Her şeye kıyabilecek potansiyele...
Babamın gittiği gün gökyüzüne bakmıştım. Türkülere bile konu olan o ''garip duman''ı ilk kez o gün gördüm. Karla karışık taş yağdı içimde bir yerlerde...
Input your search keywords and press Enter.