‘Nur’lu Şiir-1
Aşka naralar attım dağların ardına doğru
Elma desem çıkıp gelecek gibiydi bana
Elma.
Aşka naralar attım dağların ardına doğru
Dağ başlarının dumanı dağıldı, rüzgâr durdu
Zaman durdu ve
Güneş çıkageldi karanlıkların ardından
Işıktan değil umuttanım der gibiydi, oturdum izledim
Umut saçıyordu hala kalbi olanlara,
Umutlandım.
Sonra bir papatya açtı topraklarımda zaman durduğunda
Aşkı bana beni aşka çağırırcasına
Güneşten almıştı sarısını ve ‘nur’dan gibiydi beyazı,
Öylesine parlak
Aşka karşı koyulur mu? Bilmem, ben koyamadım
Toprak toprak yollandım aşka doğru dumansız dağ başlarından
Dayanamadı kalbim adım adım eridi buzlardan
Vardım yanına gülen bir papatya gördüm
Yudum yudum aşk oldu, içtim, yudum yudum doyamadım
Kısık kısık baktı saçlarının arasından
Anlatamam,
Anlattıramam kelimelere nasıl güldü saçlarının arasından
Bin kere baksam, bin biri beklerim
Kış olsa beyazında ısınırım, yaz olsa sarısında severim
Çünkü o,
Elma dediğimde gelen aşktı dağların ardından
Gözlerini gördüm aşka döndüm
Âşıkça kaldım,
Ve ben âşıkça kalmak isterim
Papatyaya.