Yarınımızın garantisi olmadığını bile bile savaştığımız her ne ise acıtarak ya da acımadan yapsak her şeyimiz daha güzel olur sanki.
Bir şeyler normal gidiyor,bakıyorsun ki normal gidiyormuş gibi duran bir hal alıyor. Yaşamın her alanın da özverili olmak en güzeli,karşılığını beklemeden yaptığın tüm güzellikler de seni mutlu ediyorsa kâr ve zararım ne sorusunu sormayacaksın çıkar beklediğin an o iş seni mutlu etmekten ziyade basitleştirerek kişiliğine eziyet vermiş olacak,böyle olunca da mutsuz insanlar kategorisine eklenerek seni huzurlu,verici,pozitif ,eğlenceli bulan gerçek dostları üzüp,seni üzgün,mutsuz görmeyi
arzulayanları da keyifle ödüllendireceksin.
Algılarımız sayesinde iyi yönüyle bakabildiğimiz tüm olayların içinde gerçekten doğruyu bulmamıza yardımcı en iyi kaynak kendi içsel dünyamız.Egomuzu doyurmak gibi bir gayemiz olduğunda zaten faydalı olabileceğimiz kişisel ya da çevresel hiçbir alanda,iyi niyet,doğruluk,dürüst-
lük kavramları kendini göstermeyecek.Aslına bakılırsa insanın kendisi değil midir? zaten iyiliği de kötülüğü de oluşturan.
İnsanlığımızın en acı kaybı hırstan gözü hiçbir şey görmeyen,benlik duygusu tüm duygulara kilit
vurmuş acımasızlık içinde kıvranırken iyi bir şey yapıyormuş gibi beynimize empoze ettiğimiz kemikleşmiş kötülükleri,kazanmak uğruna otoriteyi sağladığımızı düşünüp,dağıtıp duman ettiğimiz hayatlar değil midir?Yaşamımızın bir sonra ki gün olup olmayacağını bildiğimiz halde kavgamızı
iyilik ve güzellik adına sürdürsek,dünyamızı da sonsuz hayatımıza ekleyerek mutluluğumuzu garantilemiş olup bir sonra ki günümüze de kaygıyla ulaşıp ulaşamayacağımızı düşünmek yerine, iyilik yapıp, denize attıklarımızı çoğaltmakla uğraşırsak bir gün herhangi bir denizin,herhangi bir kıyısından bize dalgalar halinde geri döneceğini düşünmemiz bile olmuş halimizin tanımıdır.An şu an …
Sevgiyle…
https://ahsapblog.com