Dün 10 Kasım’dı! Seksen dört yıl sonra Gerçek Dünya Lideri, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, Ulu önder Mustafa kemal Atatürk’ü hasret ve özlemle bir kere daha, gözyaşları içinde andık.
Dünya Tarihinde eşi ve benzeri olmayan gerçek bir devlet adamı ve dünyanın önünde şapka çıkarttığı lider olmak zannedersem lafla olunmuyor.
Ben bu yazımda, Prof. Dr. Yurdakul Yurdakul’un; Atatürk’le Yaşanmış Bilinmeyen Anılar kitabından, noktasına virgülüne dokunmadan, bir anı paylaşmak istiyorum.
Anıdan sonra da söyleyecek bir çift sözüm de olacak elbet…
Hadi hep birlikte anıya bir göz atalım. Göz atarken, hem düşünelim hem de, lider olmanın lafla olmadığını, liderleri tarihin hangi şartlarda yarattığına şahitlik edelim.
Anafartalar’da Aldığı Madalya
“Yıl 1919. Sivas kongresi için Sivas’a gelirken göğsünde sadece bir madalya parlıyordu. Bu göğsünden hiç ayırmadığı Anafartalar’da aldığı madalyaydı.
Göğsünde taşıdığı o madalyaya, o madalyayı sever gibi elini sürerek dedi ki:
-İstanbul’dakiler, rütbelerimi, nişanlarımı geri alacaklarmış.
Hakları yok ya!
Çünkü ben onların her birini bir harp meydanında bir hizmet karşılığı kazanmıştım.
Salonlarda, saraylarda değil…
Fakat her neyse!
Zaten ben o kimselere çoktan istifamı verdim…
Varsın alsınlar!
Ancak (eliyle göğsündeki madalyayı okşayarak) bunu vermem bunu benden kimse alamaz! Bunu Anafartalar’da harp meydanında, benim göğsüme taktılar.
Koca!
Ardında bırakıp geçtiği zafer hayatından yalnız bu altın noktayı kendinde alıkoymuştu!
Onu göğsüne, bir kaleye bayrak diker gibi takmış; sarı saçları Anadolu rüzgârı ile okşana savrula, ülke kurtuluşu için koşup gidiyordu.”
Ruşen Eşref Ünaydın
Nasıl Buldunuz, Ruşen Eşref Ünaydın anlattığı kısa lakin çarpıcı anıyı?
Hepimiz iyi biliyoruz ki, Mustafa Kemal Atatürk’ün Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye döneminde aldığı ödüllerin hepsi Atatürk’e ait eşyalar, Anıtkabir’deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde sergilenmektedir.
Yanlış hatırlamıyorsam, bu ödüller arasında bir başka devletin tebaası olan, Yahudilere ait “ Üstün Cesaret “ madalyası diye bir madalyası olmadı.
Altını çizmek isterim ki, Anıtkabirdeki anma töreninde; partili trollerin, attığı sloganlar, Atatürk’ü daha çok sevgi ve saygıya layık olduğunu gösterirken, o çirkinliği organize edenlerin ne kadar cüce olduğunu göstermeye yetmiştir.
Türk Milletinin geçmişten gelen, öyle güzel atasözlerimiz var ki “Taşıma su ile değirmen dönmez” günümüzü tek cümleyle özetleyiveriyor.
Lafı çok uzatmanın hiçbir anlamı yok! Milletimizin acilen, Milletiyle övünen, geçmişine sahip çıkan, gerçek bir lidere ihtiyacı, açık seçik ortada değil mi?