Kararlar vardır kararsızlığı tetikler,yol uzundur bilemezsin yarının getireceklerini…
Yazıyorum, çiziyorum ve izliyorum bazende sadece dinliyorum. Dinlediğim zaman tüm sesleri duyuyorum.Kalabalıkların içinde kargaşayla yükselen seslerde dahi, duymak istediğimi duyuyorum.
Psikolojik mi duygular yoksa duygulara mı vuruyor psikoloji?
Günümüzde psikolojik tedavi gören bir sürü insan var çoğunluğu ise evliliklerini kurtarmanın derdinde, büyük bir kısmı da kişilik kaygısı ve korkularını tedavi ettirmenin derdinde…. Buraya kadar herşey tamam ancak bir birey düşünün eşi ve evi ile ilgili sıkıntı yaşıyor ama sadece kendisi tedaviye yanaşıyor diğer bireylerin hiçbirinde bir adım yok. Peki tedaviye yanaşan insan olumsuz hal ve tavırlarını düşünme aşamasına gelmekle zaten bir pozitiflik sağlamış olmuyor mu ? Kesinlikle oluyor.
Gözlemlediğim kadarı ile kadınlar erkeklere oranla daha ılımlı yaklaşıyor. Çünkü kadının sorumlu olduğu bir ailesi vardır, birde anneyse daha toparlayıcı olmak zorundadır.
Erkekler ise çizgileri daha çok keskindir . Manevi duyguların yanı sıra maddi olarak öz güven daha yüksektir. Ne yazık ki atladığımız duygu durumları bütün aileyi çatırdatmaya başlar ve durum daha ciddi sonlara varır.
Ben delimiyim de doktora gideyim diyenlerin aslında çoğu erkektir, istisnalara sözümüz yok …
Akıllıları delirtmeden alınacak yardım daha sağlıklı nesillere ışık tutar.
Ayıbı, yok bu işin çünkü yaşam koşulları ve elde olmayan beklenmedik hayat sürprizleri insanı bu hale getiriyor. Kimi gülüp geçiyor ama,kimi de kaldıramıyor ve işte kaldıramadığımız noktada yardım almamız kendimizi ve yakın çevremizin duygusal bağını daha sağlama almak için öz saygımız ve saygınlığımız için kesinlikle en doğru karar.
Ayıp bilip almadığımız kararlar kayıp hayatlarımızın yarınıdır.