Selim Işık: “Aylak Adam’ın oğlu, Kinyas ve Kayra’nın babası.”
Yürekten katılıyorum bu tanıma. Kanda var bir şeyler. İsteyen bozukluk desin. Ben soyluluk diyeceğim. Sistemin kaldıramayacağı kadar soylu dört insan. Anarşistlerle, depresiflerle, felsefecilerin bir çoğu ile aynı fikirde olan dört kişi. Peynir gemisi lafla yürümediği gibi fikirle de yürümüyor maalesef.
“Anlayabildikleri kadar anlıyorlar benim artık uzun, alkollü, yüksek sohbetlerden eyleme, gerçeğe geçtiğimi çünkü onların oynadıkları oyun, günün üç saatini içlerinde bağırıp çağıran anarşiste ayırıp, geri kalan zamanında normal bir insan gibi yaşamaktan ibaret.”
Bu kitapların seveni çok. Sevenlerin bir çoğu Aylak Adam ya da Tutunamayan ilan etmiş durumda kendini. Herkes adeta bir Kinyas, adeta bir Kayra… Oysa ne diyor Kinyas?
” ‘Seni anlıyorum’ demek büyük bir yalandır. Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz bu dünyada.”
Kimseye benzemediklerinden yola çıktı Kinyas ve Kayra. Aylak Adam’ın doğru insanı o otobüse bindi ve gitti. Kendini anlatamadığı için intihara sürüklendi Selim Işık. Gel gör ki okurların çoğu: Bu kitap beni anlatıyor!
Olmaz. Olamaz! Kinyas Kayra’ya benzemiyor ki… Nasıl ikisi birden anlatsın seni. Biri insanlıktan çıkarcasına uyuyor öbürü insan değilmişçesine uyumuyor. Onlar bile birbirleri gibi değilken kimse kusura bakmasın. Ha.. Belki bir parçaları bir parçanıza benzemiştir onu bilemem. Bu üç kitabın içinde aynı kokan noktalar var sonuçta. Kanlarının bir olduğunu kanıtlayan hususlar…
“…anormal, normal, iyi, güzel, kötü, çirkin ve benzeri sıfatların varolamayacaklarını kanıtlamak için.” [K&K]
“-Normal bir İnsan değil korkmuyor musun ondan? + Hayır, seviyorum. Normal insanlardan korkarım ben.” [Aylak Adam]
“Normal, anormal… Bu kelimeleri çocukluğumdan beri sevmem.” [Tutunamayanlar]