Böyle yüzünde gölgeler vardı dalga dalga
Böyle havada asılıydı umutlar ve korkular
sinek gibi toz gibi.
Gözlerin gözlerime bakıyordu, ellerime
ellerime dalıyordu gözlerin.
Kadın kalktı gitti şiiri yarıda bırakır gibi
Kadın kaldı kalakaldı bileğinden toprağa çakılı gibi
İyice belliyordum iyice ki sorarlarsa anlatayım bir bir.
Deniz sorarsa özellikle de deniz.
Anlatayım baştan sona;
bir Eylül akşamından bir Kasım salısına
sabahtan akşama akşamdan sabaha
şarkılardan kitaplara şiirlerden masallara
takalardan dar sokaklara, kemençe çalan karanlığa.
Kadın koluna girdi adamın çekinerek ve sorarak
Adam sarıldı sıkı sıkı bir kez,
bir kez daha.
Titriyordum kah üşümekten kah mutsuzluktan
Biraz güçtü çünkü;
Serilmişken sereserpe avuçlarına, toplanmak
Neredeyse karışmışken ayaklarına, saçlarına, sırtına,
ayıklanmak.
Güçlüydüm, güçlüydüm ağaçlar gibi fakat
Gözümü kapatayım dedim, açtım kapadım
Bir de koklayayım dedim
Böyle her yerimizdeydi umutlar ve korkular
Bir seni koklayayım dedim
dedim,
hepsi bu kadar.