Haberiniz yok sizin Çocukluğum kayıp bir gezegen Canı sıkılınca aranır gezginler. Bazen hatırlar gibi olurum yalnız Bir dünya vardı gövdesi küçük Ve insanlar vardı, tertemiz Avutulanlar bilmezler Herkes imzasıdır babasının sikinin Ve ayağımıza taş değse suçlu annemiz Küçüktüm Bir bahçe vardı oynardık gülüş cümbüş Sonra kederi vardı akşamların uçsuz bucaksız Böyle telaşlarda yittim ben işte Tarifsiz adamlar aldı aklımı Acıktım Borç yaptım bakkala Pazarda kaybettim kendimi Çıkmazlarda buldum Buluş o buluş... Bitkinliğime rağmen Yine de arada şarkı söylerim neşeliyken Param olunca pavyona giderim Ruhu duymaz kimsenin Davet gerekmez masama kadınlar gelir Kadınlar, yapış yapış. Aşka inanmam Ve şansım yoktur hiç varsa şayet öyle bir şey Puşta inanırım ama düşünmeksizin Ve sürekli kazanmaksızın kaybederim İsyan teğet geçer fıtratımı Üzülmem beyhude, bilirim Çünkü kaybetmekten ibarettir kaderim. Hiç değişmez mi insan? Ne zaman koşullar sıralandı önüme O zaman anladım yaşamak zor Zoruma gitti güçsüz bir insanın yaşam savaşı Çok başlı ejderhayı Pes etmek üzere gördüğüm günden beri Yaşamak götüme zor geldiğinde Hep ölüme kurdum saatleri. Eminim gücüm olsaydı azıcık Keşfedebilirdim; aşkı, suçu ve dünyayı.
1 comment
TANLIŞ!
Bu
“Herkes imzasıdır babasının sikinin” mısra baştan sona yanlış!
Niçin mi?
Bize yanlış öğrettikleri için.
Ya da bizim doğru bildiklerimizin, yanlışlığı yeni keşfedildiği için.
İsterseniz Arıtan yayın evi sahibi Aydı Arıtan’ın yazdığı ;
“Ben kararımı doğmadan önce verdim” kitabını okuyun.
İsterseniz: Modern Şaman Alberto Viloldo’yu dinleyin.
Her ikiside avucunuzun içinde.