Seni, dört mevsimin en güzel günlerin de yazıyorum.
Bir doğa harikası gülüşlere, öpmelere, sevişmelere sahipsin.
…
Korkma lütfen.
Ben çok güzel seviyorum seni.
Demlenen çayın içilen ilk bardağında ki muhabbet gibi,
sonrasında gelen derin somurtkan veya gülüşlü haller gibi,
ve kalkıp giderken özlem duyulacak his gibi,
seviyorum seni…
Seni sevmem sonucun da ;
Ne kadar kaybedebilir ?
Ne kadar kazanabilirdim ki ?
Kaybedince ;
isimsiz bir şekilde tarihe not düşecek satırlarım.
Kazanınca ;
Mutlu bir geleceğe sahip olup, adının yanında satırlarım anılacak.
Huzurlu yaşamak veya kaybetmeyi göze alabilirim.
Aslında ben , sen varken de kaybetmeyi göze alabilirdim.
Çünkü bilirim u’mutsuz yaşama hissini.
Senden önce güçsüz kalıp, kaybeden bendim.
Kelimelerin arkasına sığınıp felaketlerimi engelledim.
Yağan yağmurların altın da susuz kalmayı bilip,
kırılan sevişmelerimi erkenden boşalmamak ile kapattım.
Ve bir çok yarım yaşanmışlıklarımı kapatmak umudu ile,
yalnızca seni öpmeyi, u’mutlu yaşamaya niyetlenmiştim.
Tanrı’nın benim için en güzel volesi gibi görüyorum seni.
Unutma ; seninle kaybetmeyi de göze alabilirim.
Çünkü ben çok güzel seviyorum seni.
Bazı sorulara cevap bulamadım.
Aklım bir yerden başlayıp, bir sona ulaşamıyor.
Aslında bir kadının çocuk doğurma isteği,
bir erkeğin çılgınca ten düşkünü olması,
Sorularımın cevabını vermiyor.
Ya benim hislerim de bir aksaklık var ya da sevgi ucuz yanılsamalardan ibaret.
Umarım sevgi ucuz değildir.
Çünkü ben çok güzel seviyorum seni.
Elbette sevişeceğiz,
sen çocuk doğuracak,
ben teninin her zerresini öpüp ezberleyeceğim.
Bu da sevgiye dahildir.
Bilirim…
Ta ki bunlardan önce olması gereken duyguları bir araya getirmek lazım.
Yoksa ne sevginin ömrü uzun olur,
ne de aşkın mecali bacak arasını geçebilir.
İşin gerçeği lekesiz sevmeden yaşamak lazım.
Sevgi, toz ile çamur ile gitmez.
Çünkü bilirim.
Ben çok güzel seviyorum seni.
Sessizliğin doyurduğu zamanlar da ve bu çağ da sevdiğim,
Demokrasi gülüşünden güzel olamaz.
Kolaya indirgenmiş hayallerin arasın da,
galiba benim seninle kurduğum hayallerim devrim olur.
Bu çağ da gençliğimin en büyük devrimini kendimde yaptım.
Şehrin gri havasın da kan kırmızısı şarap gibi gezdim.
Geceleri, güneş gibi aydınlatıp durdum aklımı.
Ve sabaha karşı sevişirken senin ile,
sözlükler kullanıp durdum.
Seni incitmeden, romantizmi yaşamaktı niyetim.
Belki hissedersin diye en güzel hayallerim ile öptüm seni.
Biliyorsun ;
ben çok güzel seviyorum seni.
Kusura bakma.
Kafam biraz dağınık.
Tanrı’nın verdiği u’mutlu yanımın şaşkınlığı var üzerimde.
Yanında huzurlu uyuyacağım birinin tutkusu var içimde.
Bütün aşkların kavgasından ayrılan mutluluk var yüreğimde.
Kazanmaktan çok kaybetmeyi göze almanın sevdası var yaşamımda.
Umarım nefret ile bakmazsın bundan sonra sevdiğim.
Uzun zamandır seviyorum seni.
Belki haksızca belki koşullardan oluştu.
Belkisi olmadan varsa da sebebi Tanrı’dır.
Dedim ya sevgilim Tanrı’nın en güzel volesi sensin.
Geceleri çalan şarkılar eşliğinde,
ben çok güzel seviyorum seni.
Fuzuli bir beden karşında ki.
Öyle sıradan fuzuli değil.
Neyim ben derken kendime,
üç kere adını söyleyen bir fuzuliyim.
Aslında senin ile yaşamı u’mutlu kılmak istiyorum.
Çünkü ben çok güzel seviyorum seni…
Rüzgar Ç.