Ah bertha ! Yine rüyama girdin, düşünsene yanyanaydık sen ve ben yanyana … Güneş ışıklarının içeriye girmesiyle göz kapaklarım aralandı ve bir kez daha nefret ettim güneşten, bir kez daha nefret ettim uyanmaktan
Rüya olduğunu anladığımda çok derin bir boşluğun içine düştüm, bundan daha kötüsü ise bu boşluğun içinde sen yoksun. Boşluğun içinde seni bulup ve sonsuza kadar boşlukta yaşamak istiyorum ama bu boşluğun içinde değil seni bulmak kendi kendimi bile bulamıyorum
Rüya olduğunu anladığım da sanki içimden birşeyi söküp kopardılar gibi, sanki kalbime giden bütün damarları kesmişlerde yine de vücuduma kan pompalamasını istediler gibi, sanki karanlık zindanların içine atmışlarda karanlığı sevmemi beklediler gibi
Ah keşke içimdekileri insanlık tarihi kadar iğrenç bu sayfaya yazabilsemde anlatabilsem sana, iğrenç bu sayfayı cennet bahçelerine dönüştürebilsem. Yazamıyorum bir türlü kalemimin mürekkebinden akmıyor kelimeler sadece karalıyorum anlamsız şekiller oluşturuyorum. Bazen anlamsız şekiller, anlamlı kelimelerden daha anlamlıdır Bertha !