Evden çıksan parfüm bile değmeden tenine
Boynunda inci kolyenin izi
Solgun sessizliğinde sonbaharın
Ağzında şairlerin sözü
Nasihatını dinlesen çiçekçi kadının
Kaybetmekten değil kaydetmekten korksan ömrünce
Çünkü hatırladıkça üzülürsün
Sen üzülürsen o çiçekçi kadın
O çiçekçi kadının çiçekleri de solar bilirsin
Ağlarsın sen alacakaranlığında Ekim’in
Yaşı olurum gözünün, burnunun kıyısından dudağının üstüne akan
Çünkü sen ağlarsan,
Yıldızlar kaybolur saçlarında
Güneş ısıtmaya yetmez ellerini arayan ellerimi
Eğer sen ağlarsan
Bilirsin işte fıkrasına gülünmeyen adam gibi olurum
Kaybolurum rakının beyazında
Şimdi vazgeçsen gitmekten
Dönsen mahalle kahvesinin önünden geri
Arkanda dar görüşlü,boş bakışlı amcalar
Yolunu gururlu sokak lambaları aydınlatır
Çünkü bilirsin, vedaları sevmez kavuşamayan kollar
Ve sevdaları bitmez, yastığına sarılarak uyuyanların
Bilirsin, boynundan inci kolyenin izi silinir
Sen baharla birlikte dönersen
Ağzından şairlerin sözü dökülür
Nasihatını dinle, sen çiçekçi kadının
Kaybetmekten değil kaydetmekten kork ömrünce
Çünkü bilirsin hatırladıkça üzülürsün.