Göklere saklanırdık belkide
bulutların kapatmasına gerek kalmadan.
Boş boş,
başı boş,
başı en fazla boş.
Koşabilirdik derin maviliklerden açık maviliklerin başlangıçlarına.
Uçardık
oysa ki uçamazdık
ve fark ettin boşlukların hayallerimizle dolduğunu.
Doldurmaya çalıştık göğün her bir mavisini biz oluşlarımızla.
Bulutların yerlerini umursamadan
ezip geçerdik hatta.
Biliyorsun, bağırabilseydim, söyleyebilseydim konuşurdum o muhteşemliğini
kelimelere dökmeye çalışarak.
Fakat boş boş’tuk
başı boş’tuk
ve başı en fazlasından boş’tuk
her zamanki dokunuşlarımıza anlam yüklemeye çalışarak.
Bayım, aslına bakmalıyız
aslına bakarsak biz biziz çünki
biz hep bizdik sizin farkında oluşlarınızın fark etmeyişleri arasında.