Mademki geldik bu dünyaya
Düzelmesi için el atalım
Yoksa yan gelip yatalım mı?
Karışmayalım mı ağlayana dayak atılana kaybolana
Gökyüzünde uçan kuşlar gibi kaybolsun mu masum insan
Buna nasıl dayansın bu can
Kimisi der karışma ulan sende dayan
Bu ne biçim bir kelime ey insan olmayan
Sensizde olur bu dünya inan
Ama o masum olmadan olmaz bu dünya
Onun ki de bizim gibi bir can ya
Yoksa kazanmadan karın mı doyuralım
Kazananların kazancını mı çalalım
İnsanı anlamayalım mı?
Kapıları hep kapatalı mı?
Kendimiz kazanarak aç karın doyurmayalım mı?
Trene bakan gibi öküz mü kalalım?
İsteyen varsa izin vermeyiz
İnsanız biz nefreti sevmeyiz
Seven varsa nefretiyle kiniyle gömeriz
Ecdat izin vermemiş biz mi izin vereceğiz
Dünya geniş gerek yok insan ayağına basamaya
Gerek yok yaklaşmak varken kaçmaya
Geldik bu dünyaya biz sarmaya
Saran yoksa sarılırız sarmaya izin vermeyen varsa
Başlarız nasihatle güzel söylemeye
Anlamazsa anlatırız dayakla günün göstermeye
Yürürken ezmek değil maksat
Güzel yolda bırakmak gayemiz bir iz
Biz değiliz yabancı biziz biz
Herkese yeter sevgimiz
Başka söze gerek yok herkes dengimiz
Dengimiz olmayan varsa belli olur rengimiz
İnsanız hakka iman eden şükür
Hakkı kendini bilmeyen varsa yüzüne tükür
İnsan hakkı kendini insanı bilmeyince boğulur
İnsan neden boş yollarda boşuna yorulur
Var derim insan gönül köşküne yer bulunur
İstemezsen de boş gezersen hesap sorulur
Devamı yarına diyelim sözler yorgun kaldı duyurulur
Mehmet Aluç –Âşık Gülveren