“Umut bazen acınmak ve anlaşılmak arzusudur.”
Odanın bütün perdeleri kapalıydı. Oda karanlık, kasvetli, iç bunaltıcıydı. Hiçbir şey yapmak istemiyor sonsuza kadar yatağında yatmak istiyordu.
Günlerce, haftalarca odasından çıkmıyordu. Gregor Samsa’ya dönüşmekten korkuyordu. Hayatındaki süslü kişiliklere, abartılmış olaylara tahammül edemiyordu. Sadeliği seviyordu. Basit olanı, sevgiyi özlüyordu. Sevgi, en çok sevilmemeye alıştığında ona ağır gelmeye başlıyordu.
Kimseye özlem duyabileceği kadar yakın olmak istemiyordu. Kimsenin hayatında ‘öteki’ olmak istemiyordu. Kimseyi unutmayı isteyecek kadar bağımlılık haline getirmek istemiyordu; çünkü bu alışkanlığı bırakmak gibi duygusuzca bir hareket olurdu.
Karmaşa onun aklını karıştırıyordu. Tek isteďiği sade ve huzur dolu bir yaşamdı…