BOŞ YÜREK
Gün uyandı, gözlerinde güvensiz bir merak.
Dışarıda, yağmur rengi sokaklarda akan hayat
Aynı anda aklında, içinin tüm odalarında çürük vişne mevsimi
Kelimeler harflerini dökmeye yakın
Ama
Gün sustukça susuyor inatla.
Gece uyandı, dudaklarında çocukluğunun sırlı tadı
Karanlıkta sesler, aynalar fısıldaşıyor.
Ruhunu soyunan elbiselerin dansı saat.
Tek başına O. Tanrı yalnızlığı.
Kendi sesine hapsolmuş isimsiz yalanlarda büyüyor.
Kıpkırmızı bir yalan daha parmak uçlarında can veriyor.
Geceyi ayaklarının altından çeken yalnızlık
Kâbusların boynunda bıraktığı mor ölüme bakıp, susuyor.
İnatla.
Ansızın uyandım.
Yüreğimin orta yerinde boş bir sandalye, bana bakıyor.
Bacaklarından kan akıyor, kollarından aşağı süzülen koyu bir karanlıkla birlikte.
Terkedilmiş köhne bir ev gibi bir bedenin pencerelerinden bakıyorum ona
Tüm yalnızlığı ve suskunluğuyla oda bakıyor bana.
Ansızın ölüyorum.
Yüreğimin orta yerinde unutulmuş boş bir sandalye
Öylece duruyor. Beklediği biri var ama kim?
Bir sandalye ne kadar oturabilir içimde?
Yüreğimin boşluğunda aynalardan saklanan bir çocuk
Ne kadar susabilir? İnatla