o sabah çok erken uyandı çekmecenin üstünde duran gözlüğünü taktı. biraz bir şeyler atıştırdıktan sonra , ev arkadaşını rahatsız etmemek için sessizce çıktı . bugün mutlaka iş bulması gerekiyordu.
ev sahibi ya kirayı arttırın yada çıkın demişti. dün geceden gazetede işaretlediği tüm yerlere gidecekti. asıl hayali pilot olmaktı ama bir köstebekten bile daha az gördüğü için gerçekleştiremedi. aklının bir köşesinde duruyordu yinede. henüz okulu bitirmediğinden yarım gün çalışabilirdi. dersleri çokta iyi olmadığından burs alma şansı yoktu.
akşama döndüğünde kötü bir durumla karşılaştı. eşyaları kapının önünde yığılı duruyordu. ev sahibi sözünde durmamıştı. halbuki daha vakitleri vardı. yurtta rahat edemedikleri için eve çıkmışlardı. önyargılı ev sahibi ikna etmek, eşya bulmak gibi bir çok güçlükle uğraşmışlardı. şimdi ise hem işleri yoktu , hem de evsiz kalmışlardı….
Bir süre sonra ev arkadaşıda aynı manzarayla karşılaştı. Çaresizlik içinde birbirlerine baktılar. Telefonlarında hiç kontürleri yoktu, kimseyi aramazlardı. Biri orada beklerken diğeri , kalacak yer aramaya gitti.
İyi anlaştıkları bir komsusu onu evine davet etti, donmak üzere olduğu için kabul etti. Ama içi rahat değildi. Eşyaların başıboş kalmıştı. Arada pencereden bakarım diye düşündü. Komşusu tek başına yaşayan emekli bir öğretmendi. Çok iyiliğini görmüşlerdi. Bazen onlara yemek götürür beraber sofra kurarlardı. Şimdi yalnız kalacaktı.Üzüntüsünü dile getirdi, kirayı ödemeyi teklif etti. Bir yandan onunla konuşuyor, hemde dışarıyı gözetliyor arkadaşını bekliyordu.Saatler geçti, gelen giden olmadı.
Anlaşılan , o kendine kalacak bir yer bulmuştu. Arkadaşının komşuda olduğunu tahmin ederek orayı aradı, geç olduğu için dönemediğini söyledi.
O gece komşusunun evinde kaldı, ama sabahı zor etmişti.İçinde bulundukları durumdan nasıl çıkacaklarını hiç bilmiyordu.
Sabah eşyaları güvenilir bir depoya taşıttı. Hakkını ödeyemezlerdi. Onları evladı gibi görüyordu. Okula gittiğinde arkadaşı kantindeydi. Sınıf arkadaşlarına başlarına gelenleri anlatıyordu. Ailelerine birşey diyemezlerdi.
İkisininde babası emekliydi, güçlükle geçiyorlardı.Üniversiteyi kazandığı gün üzülmekle , sevinmek arasında kalmıştı. Uzak bir şehirde okumak onun için zor olacaktı. Ailesi onu okutmak için büyük fedakarlıklarda bulunmuşlardı.
Bir arkadaşları haftanın bazı günleri uçuş eğitimi almaya gidiyordu. Orada bir elemana ihtiyaçları olduğunu söyleyince çocuk gibi sevindi.
Çıkışta oraya gittiler, ilk defa uçakları o kadar yakından görüyordu.
Gözleri hep gökyüzündeydi, başının üzerinden geçen uçaklarda kendini hayal etti.
Görüşme umduğu gibi geçmedi. Yinede fırsat buldukça arkadaşının peşine takılıyor, uçuşları izliyordu.
Sorunlarını sonunda çözmeye başladılar. Bir cafede çalışıp, bir yandanda okula devam ediyordu. Evi ise komşusu sayesinde bulmuşlardı. Bir tanıdığı kiracı aradığını , iyi birini bulursa kiralamasını söylemişti. Onlardan daha iyi bir kiracı bulabileceğini düşünmemişti bile. Taşınıp , yerleştikten sonra üstlerinde koca bir yük kalkmıştı.
Okulu bitirdikten sonra ilk işi gözlüklerinden kurtulmak oldu. Uçuş dersleri almaya başladı. Birkaç hafta sonunda bulutların arasında süzülmeye hazırdı. Kendini uçmayı yeni öğrenmiş bir kuş gibi hissediyordu.
Ömrünün sonuna gökyüzünde kalabilirdi….