Yalnızlığın ne olduğunu gece yarısı tenha bir sokakta tek başıma yürürken ayakkabı topuklarımın çıkardığı sesten anlıyordum. Yürüdüğüm yolun bu saatlerde tehlikeli olduğunu bilmeme rağmen ölümün kaçınılmaz olduğunu düşünerek zamanlamasını pek de önemsememiştim. Aslında girdiğim bu sokağın tam olarak nereye çıkacağını da bilmiyordum. Bu şehrin her yerini, her bokunu adım gibi ezberlememe rağmen içimdeki muhalif bir sesin ‘’ keşke kaybolabilsem ‘’ şeklindeki haykırışını duydum. Evet, istediğim tam da buydu. Kaybolmak istiyordum. Daha önce hiç gitmediğim, hiç görmediğim, hiçbir anlam veremediğim bir yere çıkmalıydı bu sokak. Öyle bir yere çıkmalıydı ki bana eski yıpranmış defterlerimi yeniden açtırmamalı, anılarımı, geçmeyen geçmişimi yüzüme okkalı bir tokat gibi vurmamalıydı. Biliyordum öyle bir sokağa çıkamayacağımı, ben sadece hayal etmiştim. Her girdiğim sokak çıkmaz sokaktı artık benim için. Sizi hayallerinize çıkartmayan her sokak çıkmaz sokaktır aslında. Ben sadece hayal etmiştim, onun cennetini bana hatırlatmayan bir cehennemde sonsuza dek kaybolmayı…
2 comments
Sizi hayallerinize çıkartmayan her sokak çıkmaz sokaktır.
Sevdim bu sözü, ellerine sağlık.
Beğenerek okudum, tebrikler