Hayran kaldım güzelim senin kalem kaşına
Bu şiiri yazdım senin kalem kaşına
İnşallah giderde senin hoşuna
Daha çok şiir yazarım üstüne başına
İlk gördüğüm gün damdan düştüm
Seni neden önce görmedim dedim kendime küstüm
Seni severken yakışmak için boyumu ölçtüm
Seninde boyun ölçünü alınca yazarım bir şiir
Karnıma sancılar girdi sandım kabızım
İnsan sevince olurmuş sandım yanılmışım
Seni sevdikçe her yerine hayran kalmışım
Hayran kaldığım yerlerine de yazarım bir şiir
İlk günlerde bana vermedin hiç pas
Yemek yiyemedim aç kaldım akıttım gözümden yaş
Anladım ki maç yapmıyoruz yavaş yavaş
Top oynarsak oynamana da yazarım bir şiir
Düğün dernek olmazsa da ben oynamaya başladım
Alıştırma yapıyorum senide beklerim gel yaklaşalım
Ne olur az gülümse bana ne olur fırına yaklaşalım
Mercimeği fırına verince ona da yazarım bir şiir
Yıllar geçti hala bir adım yol alamadık diyorlar bana deli
Deliyim delide deliden sonra kolay olunmuyor ki veli
Saçlarım döküldü düşünmekten göründü başımın keli
Kel kafama da bir gün değil şimdi şiir yazdım
Kardeşlerin yaklaştırmıyor gösteriyor yumruğu
Ben değilim inan bu köyün mahallenin yamuğu
İstiyorum seninle benim kucağımda üç beş çocuğu
Çocuklarımız olursa onlar içinde yazarım bir şiir
Çok güzel yapıyorsun sen sıkma köfteyi
Seninle çokta güzel oynarız çiftetelliyi
Seversin elbette senin eserim benim gibi kelliyi
Çiftetelli oynarsak onun içinde yazarım bir şiir
Gülveren’im en sonunda muradıma erdim evlendik
Evlendiğimiz günün ertesi dırdırdan bir söz söyleyemedim
Yok, zorla almışım sevmiyormuş keli senin eserin dedim
Bir daha senin üzerine şiir yazmayacağım dedim
Mehmet Aluç / Âşık Gülveren