Dünya’nın düzeni vardır ve sen bu düzende işaretlerden habersiz yaşarsın. İşaretleri yalnızca dikkatli insanlar farkeder. Bu işaretler her türlü olabilir. Bir kere yakaladın mı bu işaretleri, geri dönüş yoktur. Beyninin ayarı kaçmaya başlar. Belki de insanoğlunun bu duyusal aldatmacada tek bug’ı budur. Beynin oynadığı oyunlar. Genellikle onun dışındakiler fiziksel zararlar sonucu olur. Kısaca kullanıcı hatasıdır. Ancak delilik açık ve net fabrika hatasıdır. Tanrı tabii ki bu duruma bir update çıkarmıştır. Eğer insanlardan biri uyanırsa ona ulaşamaması için bir labirent tasarlamıştır. Kısaca delilik, Tanrı’ya fazla yaklaşmakla ilgili bir kavram. Eğer uyanırsan onu bulamayasın diye labirentine sokuyor. Sen de kayboluyorsun. Her şey temiz. Her şey şahitsiz. Derdini anlatmaya çalışanlara da insanların kurduğu sistemde deli işte, saçmalıyor mantığıyla yaklaşılır. Psikiyatristler ve psikologlar zengin olur.
Tabii eski zamanlarda bu işaretleri yakalayanlar kutsal sayılırdı. O labirente giren ve son çıkmayı başaran Hz. Muhammed’dir. Peygamberler bu labirente girdi ve çıktı. Tanrı’ya ulaştı. Bunun için bolca zeka, bolca şans ve Tanrı’nın onları beğenmesi gerekliydi. Bu labirentten birer kitapla çıktılar.
Tanrı gerektikçe kendine olan inancı o zamanın şartlarına göre günceller. O zaman Zeus vardı, şimdi de tek Tanrı’lı dinler gibi altı düşünülmeden oluşturulan fikirler bana göre hatalı. Biz bile her programa 50 tane update çıkarıyoruz. Onun da belli zamanlarda kendine olan inancın üzerinde değişiklikler yapması kaçınılmaz. Tabii labirentten çıkan kutsal kişilere işaretler aracılığıyla her seferinde farklı sistemler öneriyor. Belki de bu kutsal kişiler labirentteyken bir dosya hazırlar gibi düşünerek o zamana uyacak en doğru Tanrı inancına karar veriyorlar ve dediğim Tanrı’nın onları beğenmesi kısmı gerçekleşiyor. İnceliyor, çıkan kişiye bakıyor ve onaylıyor. Sonrası malum.
22.11.2011