Yıkılmaya yüz tutmuş, yorgun, hasta Osmanlı’nın son zamanları olan meşrutiyetin ilanından, Abdülhamit Han’ın tahttan indirildiği zamandan, ayakları üstünde durmaya çalışan yeni, genç Türkiye Cumhuriyeti zamanına kadar süren tarihi, polisiye, aşk dolu karmaşık ama bir o kadar da güzel bir roman…
Kitap bir zamanların İttihat ve Terakki cemiyetinin gözü kara, genç fedaisi, şimdinin yorgun, yaşama isteği pek kalmamış, tek amacı bir türlü aklından ve yüreğinden çıkartamadığı sevgilisi Ester’i bulmak ve ona yaşadığı her şeyi ama her şeyi yazmak, sadece yazmak olan Şehsuvar Sami’nin ağzından anlatılıyor. Yani kitap Şehsuvar Sami’nin yaşadığı her şeyi Ester’e yazdığı mektuplardan oluşuyor.
Bir yandan devletin, siyasetin karanlıkları, bilinmeyen kirli işleri, bir yanda Şehsuvar’ın etrafında dönen entrikalar, bir yanda vatanı kurtarma çabası, o hazin, kötü zamanlar, kötü şartlardaki savaşlar, bir yanda ise Şehsuvar’ın biricik Ester’ine duyduğu aşk, pişmanlık…
Tekrar teşekkürler Ahmet ÜMİT…