Nasıl da kıskanırdı seni istanbul.
Ben seni sevdikçe istanbuldan bile güzeldin çünkü.
Bugün gelinliğini giydi istanbul,
Bembeyaz oldu.
Ben artık sensiz olsam da onu seçiyorum.
Çünkü biliyorum,
Kader mümkün yolunda karşılaştırır mutlu olabilenleri.
Biz seninle adsız bir yolun çıkmazında karşılaştık hep.
Belki de giden yılın akları sayarsın İstanbul’un beyazlarını;
Bakış açılarımız bile birbirinden çok farklı.
Gelinlik giydi bugün istanbul; damadın adı umut.
Nikâh şahitlerinden biri de benim.
Diğeri de fırtınadan nasibini alıp
Bir sağa bir sola gidip gelen mutlu ağaç…
Bu soğukta gökyüzünde süzülen kuşun da beyaz sevinçleri var.
Bana gelince kirpiklerime beyazını serdim İstanbul’un,
Duvağından yeni başlangıçlar ekledim.
Mümkün yolunda elini tutuyorum, hayat eşimin;
Ben hayat arkadaşı değil, hayatıma eş arıyordum çünkü.
Çorabının teki yerine say kaybettiğin eşini; beni…
Şehrim gelinliğini yeni yılda bile çıkarmayacakmış.
Çıkarmasın; ben şahidim,
Bütün siyahlarını attı istanbul güzelim.
Bütün solmuşlarını attım çiçeklerimin,
Başımdan aşağı bembeyaz güller döküyor kar tanelerim.
Dilâra AKSOY