Bugünlerde bütün cümlelerim devrik, öznesi eksik, yüklemi eylemsiz.
Noktalar bir çivi gibi batıyor bana.
İçinde bulunduğum zamanın tüm hikayeleri bir virgülle yolumu kesiyor.
Şeytan, daha hikayenin başında, yirminci sayfada tırnağını geçirmeye çalışıyor.
Düşüncelerim nefes nefese kalıyor.
Bütün satırlar tenimi buz gibi kesiyor.
Hikayem bölümlere ayrılıyor.
Sonrası boşluk.
Nasıl da düşülesi ve düşünülesi bir boşluk.
Her an yere çakılacak gibi bir his oluşuyor içimde.
Dipsiz bir boşluğun içinde olduğumu anımsıyorum.
Bu sefer de -bitsin bu işkence- diye yakarıyorum.
Biten sadece ben oluyorum, boşluk bitmiyor.
Aydınlık bir kuyuda gözleri kör insanı canlandırıyorum.
Ne bitmez bir gün ışığıymış, ne bugünmüş, ben gidiyorum.