Çoğu zaman yaptığım hesap hatalarından kaybettim. Gidişini izlerken köşeyi kaç adımda döneceğini bile ezberlemiştim insanların. O kadar kişi gömdümki bu asfaltlara kalbime giden yollara. Parfüm kokuları kalıyordu geride bir boş gülümseme sade bir hoşçakal. Her kapıdan çıktığımda son gidenin kokusu bir kez daha geliyordu burnuma. Son dinlediğim şarkı takılırdı dilime, sigara yakar söyleye söyleye tavaf ederdim sokakları. Gün doğardı gün batardı ben yatmazdım kaç gece üstesinden geldim güneşin, kaç saat sarhoş kaldım kim bilir. Denizi çekiyorum şimdi içime koskocaman gemi yanaşmış limana seyrediyorum öyle boş. Gece çekmiş dumanı içine püskürtüyor sahile. Kayalıklara gömdüğüm şişeler geliyor aklıma kulaklarımı çınlatıyor Yıldız Tilbe şarkıları. Zamanın en büyük aşkları yaşanmış olmalı bu kayalıklar üstünde. Rum evlerine dalıyor gözüm komşu rakısı esiyor. Kulağımın dibine bir klarnet ilişiyor eski filmlerden bir melodi sanki duyduğum belki bir roman sevdasını kusuyor aya. Şimdi günler geçiriyoruz saya saya. Gözlerim yağmura hasret bedenim sana.