Kalbin için kehanetlerde bulunmayacağım sana;
Bir tohumdur, evvelce içimde sakladığım.
Kaç bahardır, bir bahardır beklediğim
Sokakların, portakal çiçeklerinin kokularını avuçlarına doldurduğu yazlar
bir balkon tenhasın da,
Bir kiraz salkımı kızıllığında,
alazlanmış, düşler besledim
Ve bir şiiri, yüzünde gülerken çoğalan Gökkuşağı renklerine boyamayı ve
tenine güneş çeken her yağmur da
yüzünün Sevinç’e evrilişini
Her gün, içimde gücenik bir giz gibi gezdiriyorum adını,
Susmak sunuluyor bana,
gönlün Engin hazinlerinden,
bir derdi, başka bir dertle karıp susmak.
Ey Üzerinde dalga sesleri tepindiren susmalarım,
Ve ey en morarmış, çürük yerleri insanlığımın
Karaya oturmuş bir geminin çaresizliği var adımlarım da,
Yüreğim ağzımda beklediğim ince bir sözü, bir kuşun kanadında göğüme çağırıyorum
Ve yine o şarkı çalıyor bulutların ardında,
işitiyorum.
Bir martı çığlığının altında kavrulan gövdem gibi,
işitiyorum.
Yusuf Sinan
2 comments
Şiirdeki gidişat harika. Birbirinden kopmamış hiçbir şey sonuna kadar bir bütünlük var ve o kadar ince düşünülerek yazılmış ki ayrıntılar gerçekten can alıcı. Tebrikler.
teşekkür ederim.