Koşuşturmaca içinde bu akşam yine İstanbul.
Ölümsüz gibi hissediyor sanırsam her bir kul.
Kimisi debeleniyor doğumundan beri güneşin,
Kimisi gece eğlenmelerinde, peşinde nefsinin.
Evsizler, mülteciler yollarda olmuş harap.
Yedi tepe artık hepimizden daha bitâp.
Yanmış her yanı, hali şehrin pek yaman,
Pis kokular yükseliyor buram buram her yandan.
Aşıkların mekanı şimdilerde olmuş kerhane.
İstanbul’un güzelliği olmuş yalan bir name.
Paklayacak mı gerçekten bu pisliği bir başına Boğaz?
Dolmuş vadesi insafsız zamanla ve insanla biraz.
Tarihin altın kaplı, misk kokulu cenneti,
Söyle bana n’olursun, kimler sana bunu etti?
Tozlu kitabın eski sayfasındaki enfes koku gibisin,
Sokakların dile gelse anlatsa, nasıl eskidin?
Huzurun ne Türk elindendi ne Rum elinden,
Sen çok güzeldin aşk ile yaşayanlar gitmeden.
Olsun İstanbul, ne ben temizim ne sen.
Hepimizin sonu aynı olmayacak mı zaten?