1961 Anayasası ile hayatımıza giren Anayasa Mahkemesi’nin 1990 yılında Turgut Özal tarafından üyeliğine seçilen, 2007 yılında da Tülay Tuğcu’dan boşalan Anayasa Mahkmesi Başkanlığı’na Akepe hükümeti döneminde Haşim Kılıç seçilmiştir.
Kısa bir girişten Haşim Kılıç’ın Anayasa Mahkemesi üyeliği ve başkanlığına giden yolda kimlerin hükümet olduğunu anlattıktan sonra konumuza dönelim.
Konumuz Haşim Kılıç’ın, 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrası yargıda emniyette ve diğer kamu kurumlarında yolsuzluğu örtmek adına üretilen paralel devlet söylemine ve eylemlerine yönelik tayin edilerek yer değiştirmelerle elde somut veriler olmadan suçlamaya yönelik çıkışları.En önemlisi de sanırım Recep Tayyip Erdoğan’ın milli görüş gömleğini çıkardık sözlerine karşı Bizler, adil olmayı kutsal bir görev kabul eden bir medeniyetin mensupları olarak, gücün ve şartların etkisiyle gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız” demesidir.
Mevzu geniş Haşim Kılıç yılların Anayasa Mahkemesi üyesi ve son 7 yıldır Anayasa Mahkemesi’nin başkanıdır. Yani bu hükümet döneminde koltuğa oturan ve koltuğa yapışan Anayasa Mahkemesi başkanıdır. Güncel söylemlerinden çok söylemedikleriyle yargılamalıyız insanları. Haksızlık karşısında susan dil şeytandır sözünden hareketle.
Hadi hep beraber soralım Haşim Kılıç ‘a ? Bu kadar siyasileşmeyi şimdi göze aldın da neden daha önce
-Ergenekon, Balyoz gibi davalarda somut deliller olmamasına rağmen üretilmiş sahte delil ve sanık ve tanıkın bir olduğu davalarda neden sesiniz çıkmadı ?
-2010 Anayasa halkoylamasıyla HSYK’nın yapısı değiştirilip de Adalet Bakanı’nın emrinde çalışan kurul görüntüsü arz edilirken neden yargı bağımsızlığından söz etmediniz ?
-Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin, insanların bireysel özgürlük alanlarına müdahalesini tehdit eden kızlı erkekli kalıyorlar gibi söylemlerine neden aynı tepkiyi vermediniz ?
-Gezi olaylarında insanlar haksız yere suçlanırken ya da hapise atılırken neden bireysel özgürlük alanlarından bahsetmediniz ?
Ya da neden daha güçlü bir şekilde dillendirmediniz veyahut bunların önlenmesi adına neler yaptınız ?
Bu suçlamaları ve söylemleri daha da arttırabiliriz ama diyeceğim şudur ki; Zararın neresinden dönülürse kârdır ve insanların özgürlüklerini ve haklarını savunan herşey değerlİdir. Aslolan insanların hak ve hukukunun korunması meselesidir ve bu açıdan da bu çıkış sevindiricidir.
Yolsuzluk operasyonu olmasa ve paralel devlet söylemleri ortaya atılmasa ve Recep Tayyip Erdoğan’ın tek adamlığa soyunurcasına astığım astık kestiğim kestik anlayışıyla hareket etmemiş olsaydı Haşim Kılıç bu şekilde çıkış yapar mıydı ?
Bence koskoca bir hayır. Çünkü yargının şimdiye kadar asla bu ülkede hukukun üstünlüğü eylem ve söylemler içinde bulunduğunu görmedim ve inanmadım da öyle bir şeyin varlığına.
Bu memlekette herkes koltuğa oturmak adına sadece yargıda değil kamu kurumlarının her yerinde bir siyasinin kucağına oturuyor.
Son vuruş olarak ister misiniz Mansur Yavaş’ın Ankara seçimlerinin iptali için bireysel başvurusuna olumlu bir cevap versin de şenliği görelim.
Neden olmasın ki zor değil bu saatten sonra. Zira bıyık altından kıs kıs gülenler var Haşim Kılıç’ın çıkışına.
Daha fazlası için turkcegorus44.blogspot.com.tr
Sağlıcakla Kalın…