Çünkü biz avunmak zorundaydık.
aranızda gökyüzünü hissedebilen var mı?
yoksa haalaa?
çayıra uzanınca inancınız; çimleri kırdığınız yönünde mi?
ben gölgede çimen, büyüyünce buluta deyeceğim.
Çünkü biz denemek zorundaydık.
kanatlarım yanıyor; tek başına göç
faniyim, fanisin,
fani yannız kuşlar, ayak tabanlarının ağrısını unutmak için uçarlar
onların ki atlas telaşı, omuzuna baş koymak için izin isteyecekler.
göçüm aşka; aşk, kambur
Çünkü biz harcanmak zorundaydık.
aşk, cebidelik kadınsı bir tını
ben, senin erimesi için güneşe bıraktığın
soğuk savaş çocuğunum.
ben, ıslak ve paslı olan,
renkli tarafı yarının, sen
neyse ki biz diye bi şey yok
oysa ki sen her inşallahın sahibi
/…/
savaş çığlığı, zafer dansı birbirini izledi.
gücüm yok aşka; aşk, nasır
göğ var
ben haalaa aynı insanım. ve
sana inancım; ceberrut