Bir kadın vardı adını unuttuğum , yada öyle sandığım..
Bir kaldırımda ayağını burktuğunda tanışmıştım onunla,
Ağlıyordu , bileğini iki eliyle tutarak..
Göz yaşları kaldırımları yıkacak gibiydi , susuyordum..
Yanına vardığımda başını kaldırıp bana baktı ,
Gözleri kıpkırmızıydı ağlamaktan , sanırım bu sadece ayak burkulması değildi..
Elimi uzattım , tuttu.
Hiç o kadar pürüzsüz bir el tutmamıştım o güne kadar…
Ayağını hiç basamıyordu yere ve omzuma sarılmasını istedim..
Malum benimde beline sarılmam gerekiyordu..
Tüm içtenliğimle , sadece yürümesi için sarıldım..
Fakat hiç adım atamıyordu , sadece sol ayağını kullanabiliyordu..
O kadını hiç görmemiştim o güne kadar , ilk kez rastlamıştım..
Hastaneye biraz uzaktı , ama bana bakıp ;
”Siz beni boş verin , işinize bakın benim yardıma ihtiyacım yok”
deyip beni sanki terslemişti..
(Birilerinden yada birisinden mi korkuyor acaba diye düşünmüyor değildim)
Hemen ardından cevap verdim ;
”Peki ya nasıl gideceksiniz , ayağınızın üzerine basamıyorsunuz” dedim.
Sanki lütfen dediklerime aldırış etme , bana yardım et der gibi baktıktan sonra ;
”Hayır , istemiyorum. Lütfen bırakın kendim giderim” dedi.
Bir kadını kırmak kabalık olurdu , zor durumda olsa bile.
Bıraktım.
2 adım atamadı , benden öteye hemen düşüverdi.
Tekrar kaldırmak için eğildim , bu sefer sanki acısı hiç yokmuş gibi gülüverdi.
Bende gülümsedim.
Tekrar sarıldım beline , bu sefer hiç itiraz etmeden oda sıkıca omzuma attı elini..
Hastaneye kadar öylece yürüdük…
Doktor önemli bir şey olmadığını sadece incinme olduğunu söyledi.
Bir gazlı bezle sardı bayanın ayağını..
Hastaneden çıkmıştık.
Biraz daha iyiydi hanım efendi.
İsmini bile bilmiyordum , sormak istedim.
Baktım yüzüne anlamsız gülümseme beliyordu yüzünde..
Sordum ;
”Tanışmak için vakit olmadı , isminiz nedir?”
”Eylül , peki ya sizin?”
”….” susmuştum , yutkunuyordum sadece.
Bu oydu.
Ne ben onu nede o beni tanımıştı.
Acıydı yani anlayacağınız.
Nasıl bu kadar ‘hiç’ olabilmiştik..
Hiç anlamıyordum.
Ben bunları düşünürken tekrar sordu ;
”isminizi söylemediniz?”
”Pek önemli değil” deyip yanında uzaklaştım , ardıma bakmadan.
Hiç , bu kadar hiç olmamıştım…