Küllerim savrulur mu?
Yandığım halde kül olamayışıma bir sitemdir belkide bu.
Biliyorum, kırgınlığımdan dolayı tek bir adım dahi atamadığımı.
Korkulacak bir şey olmadığı halde bana öyle öğrettiler,
Ve anlatmaya devam ediyorlar, hiç susmuyorlar.
Örneğin; bir kanser hastasına, gözlerinin içine baka baka, sen öleceksin diyorlar.
Ne kadar da insaflılar(!)
Anlattıkları hiç bir şey kendileriyle uyuşmuyor.
Onları yalnızca dinliyorum.
Peki ya benim..benim küllerim savrulur mu?
Yok!
Onlar yalnızca kırgın bir insanı daha fazla kırıyorlar,
Ayrıca kendilerine körler, başkalarına dedektör!
Engelimi biliyorum,
Kırgınım ve benim bu kırgınlığım modası geçmiş bir kırgınlık olabilir.
İlerleyemiyorum, yandıkça yanıyorum.
Tozlanmış kırgınlıklarım daha halen taptaze duruyorlar.
Kırılamamayı öğrenemedim bir türlü, üstelik bu haslet geçecek gibi görünmüyor.
Bilmem ben,
Küllerim savrulmaz elbet,
Yangınım müebbet,
Bir af kadar yakınım O’na, inen her musibette,
Of yerine sükunet.
Çatlar kör,
Harlanır köz,
Üzerimde beni kollayan bir göz,
Daha edemem söz,
Dahası öz.