Hoş geldin oğlum.
Söz verdiğin gibi geldin yine bana.
Teşekkür ederim.
Kusura bakma, yine karanlıklar içinde karşıladım seni.
Sen karanlığı sevmezdin
Ama ben,
En çok karanlığı özlüyorum oğlum.
Seni özlemediğimi sanma.
Burnumda tütüyorsun ama
Şimdi benim için karanlık olan bir zamanda kaldığın için
O yüzden özlüyorum karanlığı belki.
Yapayalnız bir hücrede
Geceleri bekliyorum hep oğlum.
Kimi korkar karanlıktan
Ama ben korkmuyorum
Çünkü karanlıkta yaşıyorum.
Vücuduma yayılıyor hastalık günden güne
Ölümümün yaklaştığını biliyorum.
Biliyorum
Gün gün ölürken
Gün gün sana yaklaşıyorum.
Sana yaklaşıyorum oğlum.
Ayrı kaldığımız bunca zaman içinde
Belki de ilk kez seni bu kadar kendime yakın hissediyorum.
Yüzünü özlemişim…
Seni bana göstermemişlerdi,
Acını yaşamama bile izin vermemişlerdi.
Sen benden önce gittin oğlum.
Kaza yaptığın o araçtan
Beni de ölü çıkardılar.
Ben de yattım seninle o tabutta musalla taşında.
Ama ne zaman seni göstermediler bana
Ve ne zaman izin vermediler acını yaşamama
Yaşayanlar arasında
Dört duvar arasında
Bir hayalet gibi yaşamak düştü bana.
Ölümle yaşamın arasında kaldım oğlum.
Şimdi
Gün gün ölürken
Gün gün sana yaklaşıyorum.
Dostlarım her gece
Karanlığın bu saatlerinde
Duvarlara bakıp seninle konuşmamdan
Endişe duyuyorlar.
Hastalığımın gittikçe yayılması,
Vücudumu sarması
Ve beni ölüme yaklaştırması endişelendiriyor hepsini.
Ölümle yaşamın arasında kaldığım yerden
Ölüme yaklaşıyorum hepsi bu.
Sen de bu yolculukta
Tutunacağım tek kişisin…
Ne o,
Gidiyor musun?
Geldi mi vakit oğlum?
Yarın aynı saatte…
Unutma,
Bekliyorum…