•Mavi’ye ;
Yazdığım yazılarda,hep dinden örnekler verdiğim için eleştirmiştin beni birgün;iyi hatırlıyorum ve yazdığın birçok yazının sonunu da dine bağlıyorsun demiştin..
Sen,bir iyi bir Türkçeci ve Edebiyatçısın,iyi bilmen lazım;bir konu üzerinde konuşup ve ya birşeyler karalayıp,fikir beyan ederken,okuyucuya ya da dinleyiciye konu ile ilgili örnekler vererek fikrini daha anlaşılır kılarsın;değil mi?
İnançlarımı ve hayat görüşümü bir kenara koyarsak,yüzde 99’unun Müslüman olduğu iddia edilen ve sözüm ona herkesin her fırsatta ben Müslümanım diye haykırdığı bir coğrafyada,İslam dininden örnekler vererek fikrini anlatmak…?
Musa asasıyla denizi ikiye yarıp sahabiyi sağsalim karşı tarafa geçirmeye çalışırken,Tabi ki Firavun o gaflet ve sonradan hırs dediğimiz aslında tam karşılığı cahil cesaretiyle (‘insan bence iki dakika durup düşünmeliydi,bu kimsenin hesaba almadığı,peltek peltek konuşan adam nasıl bir asayla denizi ikiye yardı diye’)bütün gücüyle atını denize sürer ve hikayenin devamında olduğu gibi tüm inanmayanların başına gelen Rabb’imin gazabı Firavun’uda bulacaktır..
O çürümeyen bedeni halen bir müzede saklansa da Firavunlar ölmüyor işte,bedenden bedene ruhtan ruha dolanıyor,dolanmış yüzyıllar boyunca..her kavimde,her ırkta hatta en küçüğe gelecek olursak her ailede bile Firavunlar yaşamış ve yaşıyor asırlardır..
Firavun kimdir peki?
Firavun bölendir,Firavun inanana nifak sokandır,Firavun kendisine inananları aldatandır,Firavun önünde biyat edenlere zulüm edendir,bir akbabadır Firavun düşmüşün etini yer,maddi gücünü kullanıp korku imparatorluğu yaratıp çevresinde aciz ve bilgisiz ya da bilgiye muhtaç olduğu için en ufak ben bilirim edasında olan güçlüye sığınana hüküm sürendir..
Ve her zaman ki gibi doğrunun karşısında iki damla suda boğulacak olan,Rabb’imin gazabına uğrayandır Firavun..
Yarı Arap olduğum için,bir Arap atasözü söylicem;canın sıkılmasın lütfen lafım sana değil ama alınırsan da kusuruma bakma çünkü Dost acı söyler;
Men Dakka,Dukka!
Sevgiler;
‘Arka’daş Yılmaz