Bir yanılmaydı. Yansımıştı gözüme..
Yanıltmıştı.
Farklı manzaralar belirmeye başlamıştı gözüme, uyanıyordum tatlı uykumdan.
Uykum… Zavallı uykum o kadar tatlıydı ki. Ben bile kıyamamıştım kendimi uyandırmaya..
Uzun zaman olmuştu uyumayalı..
Güzel bir uykuydu, rüyası da, kabusu da güzeldi. Ders niteliğindeydi..
Gözümü açtığım da yeni manzaralar çarptı gözüme. Meğer aynı değilmiş o sahil, o bulutlar, o manzaralarım..
Meğer iş ruhta imiş.. Baktığım yerlere anlam katan, yahut anlamsızlaştıran.. o Ruhumda imiş.
Ne bileyim? Bilemezdim ki! Önümü göremiyordum o sıra. Her şeye çarpıyordum..
Bir ara kendime de çarpmıştım ya zaten.. Neyse..
Şimdi ufuklara odaklı gözüm, göz bebeklerim. Uykusuzlar..
Uykum henüz gelmedi… Henüz…
Şöyle ki, yüzme biliyorsan kendini denize atarak intihar edemezsin.
Ölemezsin! İnsansın! Can havli! O an en dipte bile olsan! Hayatta kalmak adına! Kulaç atarsın..
Değil mi ?
Hadi itiraf et artık…
Ölemezsin. Ölemeyeceksin.
Ve unutma!
Ölmeden de, asla doğamayacaksın.
Yüksek ihtimal doğarken ölenlerden ve öldürenlerden olacaksın.
Ölü olarak doğacaksın. Onu da beceremeyeceksin.
Çünkü istemiyorsun.. Ama en önemlisi..
HAK ETMİYORSUN.