Yumruklarımı bir ediyorum şu sıralar duvarlarla,
Bizden daha iyi anlaştıklarını görünce kıskanıyorum.
Bize benzemeleri canımı yakıyor yandıkça susuyorum,
Kanatsa da parmak uçlarımı yokluğun özlüyorum.
Görmekten öte baktığım için gözlerinin içine,
Gülüşüne öldüğünden tüm papatyaların kokusu,
Bir adım daha atsam tutunacak gibi olduğumdan yüreğine,
Her defasında sigara yaktırsa da gidişin vazgeçmiyorum.
Hani bir ağaç döker ya yapraklarını sonbahara utandığından,
Sonra bahar gelir ve açar tüm yeşillerini,
Kokusunu dağıtır etrafa en güzel çiçekler ve,
Yine sönük kalır güzelliğinin yanında hepsinin eşitlenmiş hali.
Gün döndüğünde geceye yine özlemin saracak tüm acunu,
O gece tüm yıldızlar susacak ve aydınlatmayacak.
Ay küsecek dünyaya sırtını dönecek, güneş doğmamak üzere gidecek.
İşte o vakit bir Bozkurt sevdi beni diyeceksin, çok sevdi.
Keşke diyeceksin ! En büyük keşke olacak geçmişine,
Geri döndüremeyecek, telafi edemeyeceksin.
Kafanı kaldırdığında gökyüzüne, yüzüne bir yağmur tanesi damlayacak
İşte o vakit bir Bozkurt sevdi beni diyeceksin, çok sevdi.