Bir bedel ödediğimin çoktandır farkındayım-belki de daha fazlası-. Geçmiş hayatımdaki insana verdiğim acıların aynısını şimdi ben çekiyorum. Yaptıklarım ve yapacaklarıma karşılık bir bedel bu, şimdi de ruhu beni bırakmıyor, köşe bucak kaçıyorum ondan. O yüzyıllarca vermiş olduğum acının bedelini ödemekten kaçıyorum, kaçarken de aklımda hep aynı şey, nasıl kurtulacağımın yollarını arıyorum.
Bu köşeye sıkışmışlık hissinden nasıl olur da kaçabilir, bu labirentten nasıl çıkabilirim? O benim için duygu gemime aldığım fazla yük gibiydi bu saatten sonra. Tutkuyla bağlı olduğum o insana tüm bunları anlatamam, bir imgeden ibaret artık. Belki de bu yüzyıl içinde geçmişi aramam gerekiyor. Fakat her şeyden önce uyumalıyım. Uyumak, olanları bir kez daha düşünmek için verilen bir fırsat gibi, yola çıkmadan önce yapılan son hazırlık gibi. Bunların ötesinde uyumak, aşklardan, sevinçlerden, belki de tüm yaşananlardan daha güzel… Cezbedici bir özelliği var.
Mevsimsiz Sohbet