“Bütün çocuklar sever güneşli günleri. Yarım kollu, renkli tişörtlerini üstlerine çektikleri an onlardan güzel, onlardan masumunu bulamazsınız. Annelerinin ellerinde yıkayıp, kuruttuğu pantolonlarına köşedeki bakkal Hidayet Abi’den aldıkları dondurma dökülür. Bundan daha normalini bulamazsınız. Yandaki boş arsaya dikilen yeni apartmana taşınan komşu kızı kadar samimisi, daha ilgi çekeni yoktur. Sizinle babasının yeni aldığı oyuncak bebeği paylaşır, mahallenin top oynayan çocuklarının da gönüllerini hoş eylerdi yarımdan biraz fazla gülüşüyle. O zamanlardan bahsediyorum tabii, yaklaşık bir yirmi yıl öncesi.
Dünya şimdiyse çok karanlık. Ne değişti diye sorarsanız cevap veremem, o kadar uzun boylu yaşamadım. İnsanlar değişti belki de. İletişim artık çok kolay lafı sözde sadece. Aramız açıldı insanlarla. Anlamıyoruz artık birbirimizden. Dinlemiyoruz en yakınlarımızı. Acılarımız çok bayat, hemen unutulacak cinsten. Yirmi birinci yüzyılın bir tarafından uydurulduğu “empati” sözcüğü de kocaman bir yalan.
Dünya bu günlerde çok karanlık. Türkiye karanlık. İnsanlık öldü. Biz öldük. Annemle sokakta yürürken, annemi tanımadıkları halde selam veren teyzeleri özledim sanırım. Şimdiyse ben yanımdan geçen insanlara selam veremiyorum, dertlerini soramıyorum.
Çok şey değişti, dünya çok karanlık. Eskiden ne çok önem verilirdi insanlar arasında saygının ve sevginin korunmasına. Peki, şimdi saygı ve sevgi yoksa bu dünyada, ben niye geldim? Kara bulutlara bürünen bu dünyada yarım kalmış karalamalar gibiyim. Aydınlığa savrulmayı bekliyorum. Tanju Okan söylüyor şarkısını, Deli Gibi Sevdim.”
Elindeki kalemi bıraktı Ayla, daha fazla yazamadı, yazamayacaktı. Lambası patlak odasının içini karanlık doldurmuştu, artık yazamıyordu. Bütün insanlardan, daha doğrusu içinde kötülük olan insanlardan kurtulmak için bir kurtuluş yolu düşündü. Yolun ucu karanlıktı, göremiyordu. Belki bir gün bir fırtına kopar diye düşündü Ayla. Gemiler yana batar, martılar yolunu kaybeder. Bir insan kalır yanında sadece, o bilindik hikayedeki gibi. Sahi ne oldu o hikaye?
3 comments
”İnsanlar değişti belki de. İletişim artık çok kolay lafı sözde sadece. Aramız açıldı insanlarla. Anlamıyoruz artık birbirimizden. Dinlemiyoruz en yakınlarımızı.”
Bir okur olarak yazınızı gerçekten beğendim.okuyucu gözüyle sadece yukarıdaki kısmın yazının ,hissine ve edebi değerine göre basit kaldığını düşünüyorum.
Teşekkür ederim yorumunuz için. Bu yazıyı yazarken içim o kadar doluydu ki, duygularımın yoğunluğuna kapıldım cümlelerimi kurarken.
bir duygu yoğunluğu olmadan yazı pek yazılmıyor zaten.Yazdıktan bir süre sonra tekrar bakıp düzenlemeleri yaparsanız çok iyi yazılarınız olabilir fikrimce 🙂