Pişkinlik ve Kırılmak
******
Bir kutu şeker
Gelin yiyelim teker teker
Belki az dikkati çeker
Bakalım okuyucular içine neleri eker
Yorumlarla belli olur bu değer
Değişik bir anlatım olsun dedim meğer
Anlamayansa meğer yanlış yola çeker
Yazan budur ki yazarken sancılar çeker
İnsanoğludur bu yanlışı olur odur elbet beşer
Bazen de yanlışlıkla kendi mezarını eşer
Pişkinlik sözcüğü gereğince pişmiş olmak durumu mu? Yani ham iken pişen hamurun ekmek olarak bir değer ifade edebilecek şekilde işe yarar duruma gelmesidir mi? Ya da bu anlamının dışında mecaz anlamıyla kullanılarak, saygısızca davranarak işini yürütmek anlamına gelmektedir. Cümlede kırılmak sözcüğü birçok parçaya ayrılmak mıdır? Birisinin söylediği ağır sözden dolayı yüreğine dokunarak rencide ederek üzülerek küsmek ve aradaki ilişkiyi kesmeye sebep olan mıdır? Ya da bu anlamının dışında mecaz anlamıyla kullanılarak bir bütünün parçanın yere düşerek kırılarak azalmak eksilmesi anlamına mı gelmektedir?
A-Anlaşılacağı üzere ki duyularımızdan duygularımızın herhangi biriyle algılayabildiğimiz kavram ve varlıkları karşılayan sözcükler kelimeler birçok anlamı barındırmaktadır, bu şekilde de anlatılmaktadır. Sözcükler kavramlar anlam genişlemesine uğrayarak konuk olarak bu anlatım yoluyla somut anlamda kazanır.
B- “İçimde sönmeyen bir kor ayrılık
Özlemim ay değil, binlerce yıllık”
Burada pişen bir gönlün özlemi ham iken pişmiş olgunlaşmış, özlemi coşarken kendisinden önce özlemleri koşmuş. Gurbet insanı insandan ayırırken geri dönüşte azalttığı kadar çoğaltmış. Pişkinlikle alay eden varsa pişende olgun olanda vardır, yere düşürerek kıran varsa yere düşeni kaldıran derdine derman arayanda var, bir diğerinin eksikliği tamamını bulmak içindir eksiğin tamamlanması içindir. Ağır söz varsa gönlü okşayan sözde vardır, yaralayan söz gönlü saran sözlerin eksikliğindendir ve bu eksikliğin ne ile tamamlanacağına işarettir.
C -Dilimizde Türkçemizde günlük konuşmalarımızda, konuşurken veya yazarken sözü gereksiz yere çok uzatarak anlamından kaydırarak saptırarak, sözcükleri yanlış anlamda kullandığımızda oluyor, dilbilgimiz ve mantık mantıksal anlamsal olmayan rayına oturarak ben kalkmam diyebilir. Anlatım kurallarına uymayarak duygu ve düşünceleri yanlış aktarmaya anlatmaya devam ederken oturduğu rayın makasın yönünü, anlamın karışıklığına doğru anında çevrilmeli yönlendirilmelidir. Ya da anlam bulanıklığı oluşturan anlatım bozukluğunu düzeltemeye çalışılmalıdır, bulanıklığı silerek bulanıklığı gidermeliyiz. Duruluk canlılık akıcılık doğallık eklenerek gereksiz alaycı pişkinliği yıkarak yeniden inşa ederek kırılmaları ortadan kaldırmalıyız derim böyle söylerim karşılık bulur mu beklerim.
D- Pişmiş kelle gibi sırıtmak gibi lakin pişkinlik, ama öyle değildir, hamlıktan pişerek edeple takva ile merhametle pişmektir gülümsemektir gülümsetmektir. Kırılmak dediğimiz beklediğimiz serpilen serptiğimiz beklediğimiz güzelliğin anlaşılmamasıdır kadir kıymet görmemesidir.
E- E Yani şöyle ki, Üç aşağı beş altı yedi yukarı aşağı az bir farkla, az fazla ya da az eksik olmak üzere anlamadan değer vermeden alay etmektir pişkinlik iyi olana karşı vardır bir şişkinlik, yalakalık için yaş dal gibi eğilmektir kıvrılmaktır şekilden şekle bir çıkar üzerine kırılan bir dal gibi eğilerek kırılmakta vardır bu sakıncalıdır kırıldın mı bir daha zor yeşerirsin yaklaşık olarak üç beş yedi aşağı beş yukarı yedi şeklinde anlaşırız, merak etme bu yalakalıkla yakından üç buçuk beş buçuk bir yerine bir şeyler tıkarlar gaz yapar şişer kendinle beraber patlarsın. Böylesi hallerden çok korkmak gerekir, korku içinde olmak, istenmeyen olası molası olmayan şurası burası orası yani kalbi fikri zikri insanlığı olmayacak bir durum diye, korkup durmak uzaklaşmaktan ziyade bu hallere bir çare yol bulmakta gerekir ki, toplumsal patlama yaşamayalım.
F- Yaşarken bu âlemde insanlığa faydalı olanla olmak gerekir ki ele geçen fırsatı ömrü kullanmanın tam zamanı diyenleri boşa çıkarmamak üzmemek adına bir fırsattır, en iyi, en elverişli an bu dünya anıdır bu kapıdır. Saati saatine uymak uygun olmak ham iken pişmek gerekir güzel olanla. Yoksa insan olan beşer olan kimsenin durumu, değişkendir kıvrılgandır kıvırmaya meyillidir bu nedenle huyu sık sık değişir bundan sakınır olmak gerekir. Ona güvenemem, buna güvenmem çünkü saati saatine uymaz, be adam sen güvenilir ol bakalım sıkıyorsa, sen dakik ol olabiliyorsan be edepsiz. Hastanın yani durumumuz çok ağır, aydınlık sabaha çıkacağını sanmıyorum, ama Rabbimden ümit varım ümidim hiç tükenmez. Sabahı etmek aydınlığı veya bulmak için gönülden çalışmak gönlü karanlığa mum diye yakmak gerekir. Uyumadan fikrin sancısıyla sabahlamak gerekir pişmek için, pişmiş kelle gibi sırıtanların sırıtmalarını gülüşe çevirmek için, bu sebeple muciple sabaha kadar uyumamak, bu konuya çare getirmez, herkes pişmiş kelle gibi pişkin pişkin sırıtırsa, her yerimiz pişer şişer kızarıklıklarla bir yere bir adım atamayız feryat figan içinde pişikliğe krem pudra ararız.
G-Pişkinlik sırıtmaysa iyi değildir, kırılmak kırmak değil üzülmek üzenlerin etkisiyle sessiz kipe geçerek süzülmektir. İşte bu nedenledir ki bu sırıtmayı yok etmeye çalışanlar zahmet çeker. Sıkıntı, güçlük, yorgunluk ve eziyetlere katlanmak zorunda kalırlar anlaşılmazlar. Senin adam olman için az zahmet çekmedim ben diyerek karşısındakini hor görmek bu sözü söylemezler. Abi derse karşıdaki seni zahmete soktum işte bu zahmeti çekende yok kardeşim ne zahmeti zahmet Rahmete dönüştü görünmeyen kara görüldü derler. Akabin de ve detayında anında birine sıkıntı, güçlük ve yorgunluk vermek; masraf ettirmek insanlığa zinhar yakışmaz. Adamcağızı durup dururken neden zahmete sokalım ki, biz zahmet çektirerek mi besleniyoruz? Hayır, nimetlerle besleniyoruz, diyerek bunu vurgulamakta fayda yarar vardır derim. Pişkinlik bazen de zaman kazanmanın diğer yoludur, lakin bu şekilde değil güzel olanla doldurarak güzel olanı kazanmaktır: Birini oyalayarak ihtiyacı olduğu zamanı kazanmaya çıkar ilişkisine girer ki işte bu pişkinlik pisliktir, ha bire utanmadan mümkün olduğunca uzatmaya çalışmak hiçte hoş olmayan bir davranıştır kavrayıştır hatta insanlığından kaçıştır.
Kısacası efendim şad olmak, sevmek sevilmek mutlu etmek mutlu olmak gerekir bu dünya âleminde. Güneşin doğmaya başlamasıyla gece karanlığının yavaş yavaş kaybolup ortalık aydınlanmaya başlaması gibi aydınlık fikirle görüşle aydınlatan olmalıyız, vesselam.
Mehmet Aluç