Zaman ufkun yarısında kızıllığa boyadı
Gün saatler geçtikçe kokusunu aldı
Hiç dosttan düşman olur muydu
Dost dediğim arkamdan bıçakladı
Kahve sigara ve sabah güneşi
Günah sevap bir yana dursun verin bana o eşi
Rakı içip fasıl yaptım feleğin çarkından geçip
Bende şerefine kaldırdım kalleşi
Unutulmaz her derdin bir kısmı
Mum söner karanlıkta çıkar hısmı
İtin köpeğin olsun bu dünya
Bana yeter rakı şişesinin yarısı
Geçtik ipince bir köprüden
Döndük deryayı seyretmeye
Daha ötesi var mı ölümden
Değer mi geçmişe küfretmeye
Sokakların çöplüğünde bir şarapçı
Bir kumarbazın elinde son koz
Gecenin karanlığında gezer mezarcı
Ellerinde ölü kokusu üstü başı toz
Sarmaşıklar dolaşıyor kabuslarımda
Heryerde ısırgan otu vücudum ter
İnsanlar ağlıyor kader mapuslarında
Benim halim harab onlardan beter
Sokak parkında gece ayazı ağlıyor çocuk
Cepleride bomboş karnı aç üstelik
Azla doymayan ademoğlu fiyatları uçuk
Kör gece meyhanesi üstümde yok metelik
Sel gibi aksın gözyaşlarım şimşek insin tepeme
Masamda izmaritler yanık ve kül izi
Kendime güldüm acıyınca yetime
Bir kaç kadehle çözüldü aşkın gizi
Titiz bir hanım vardı hafif aksak
Tuz kahve şeker isterdim gözleri kocaman
Beraber aynı denizi turlayıp sapsak
Karanlığın soğukluğu hissedilirdi o zaman
İçimde damla sakızı ayyaş gezer oldum
Dimdik ayaktayken bir yerlerde duruldum
Somurtkan suratlar kırgın şelale
Bu dünyanın kahpe düzeninden yoruldum
Çok zaman geçmiş yazalı hatıram olsun.