Kolonya kokusu döktü annem,çocukluğumun ellerine
Hatıralarıma yeni nevresim takımları örtüldü
Birer masa örtüsü
Biraz da dedikodu işte
Soramadım kaç kere mutluluk salgılanıyordu
O zamanlar,yani…
Anneannemin dizinde
Yanan sobanın kışı korkutması halinde
Durduramadım bizimkileri
Büyüdüm,Büyüdüm
Büyüdüm,yağmurda herkesin eve çekilmesi gibi
Günsüz geçen uzun vadeli bir mutluluktu benimki
Ben böyle sandım
Yaşamayı da yemeğe babamı beklemek öğretti bana
İzin almakla dolu bir mevsimdi yazları
İzin verseler aslında hiç de korkmayacaktım
Karnemdeki zayıflara kızarsa babam
Zayıflar halbuki her yerimdeymiş,meğersem
Bir kağıt parçası ile sınırlı olmasaydı keşke çocukluğum
Keşke annem,bileziklerini çıkarıp yıkayabilseydi bulaşığı
Bende izlemek zorunda kalmazdım belki
Orada biterdi belki çocukluğum
Kavanozlara domates sıkıştırırdı annem
Mevsimsel bir dönüşüme uğratırdı sebzeleri
İçlerini doldururdu
Menemen için gözyaşı dökerdim kimi zaman
Bu kadar sıradandı mutluluğum
Bu aralar
Makineden yeni çıkmış çamaşırın kokusu var yanımda..
Sanki annem yüz yıllardır çamaşır asıyormuş hatıralarıma da
Haberim yokmuş…
Büyüdüm,biraz da küçülmüşüm
Kar tatillerinin bitmeyen mutluluğu
Şimdi biraz geldi,çocuk olasım
Çay demleyip defalarca içebilirim
Annem işini bitirip salona gelir
Gelişini bilezik sesinden anlarım biraz
Babam ağır adımlı yaklaşır daima
İçeride kaç kişi var bilemiyorum
Aslında
Annem beni “İşte bizim evin kızı da bu küçük oğlum”
Diye tanıtırdı gelen teyzelerin önüne sehpaları koyduğumda
Keşke annemin kızı küçük oğlu olarak kalsaydım
İnanamadım hiçbir zaman
Bir mutsuzluğun varlığına,çocukken
Zil çalmasının şaşırtması kadar hiçbir şey şaşırtamazdı beni
Büyüdüm,büyüdüm,büyüdüm
Şu sıralar,yaşamımın geçmişten gelen zevkindeyim
İnşallah annem,beni mutlu edip
Yemeği yerde yememize izin verir
Yaşamım bir telaş içinde kalıyor,gün batarken
Zil çalmıyor bu ara hayatımda
Ara vermeden devam ediyorum
Şaşırmıyorum
Öleceğimi hissettiğim zamanlar
Çocukluğuma kolonya koklatıyorum
Çocukluğuma
Çocukluğuma kolonya koklatıyorum