Vedalaşmaya gelmedim korkma
Bu gece seni başkalarına gülerken gördüm
Bana güldüğün gibi gülüyordun
Bazılarının sigarasını benim sigaramı yaktığın gibi yakıyordun
Bunları yaparken gördüm seni
Vedalaşmaya gelmedim korkma
Zaman hızlı bir şekile akıp gidiyor ayaklarımın altından
Farkında değil misin? Her şey çok garip değil mi?
Batan güneşten sonra
Bu gece başkalarıyla mı gideceksin yoksa?
Yaprakları geniş olan ağacın altına
Vedalaşmaya gelmedim korkma
Söz bir daha geleceğim
Ama sen istemiyor gibisin
Gözlerimi ve ellerimi
Sen istemiyor gözüksen de, ben vedalaşmaya gelmeyeceğim sana
Hiçbir zaman bu böyle olmayacak
Vedelaşmaya gelmedim korkma
Söz istediğin yerde bekleyeceğim seni
Ve bir yağmur gibi yağacağın günü bana
Hatırlar mısın?
Hani denizin dalgalı olduğu bir yer bulmuştuk kendimize
Ölmek için güzel bir yerdi
İşte tam orada bekleyeceğim seni
Elimde, çok sevdiğin rengarenk deniz kabuklarıyla
Sessiz ve dağınık bir şekilde gelir bazı şeyler
Sabaha doğru ve güneş batarken
Ve farklı insanlardan farklı sesler
Bir ölünün ayakları titrer ruhuyla birlikte
Kaybedecek bir şeyi kalmayan ruhlar ölümü bekler
Ölüm aniden bastıran dolu gibi kaplar içimizi
Sen bana işte bu ölümü verdin
Vedalaşmaya gelmedim korkma
Senin yanına gelince, sadece biraz ölmeye geliyorum
Sadece biraz ölmeye
Başkalarına güldüğün zaman biraz olsun ölüyorum
Bu birazlar büyüyor gitgide
Ama ne yaparsan yap
Hiçbir zaman
Sana geldiğim gün
Vedalaşmak için gelmiş olmayacağım
Korkma!