Bir kitabın son cümlesi virgülle başlasaydı eğer
yan yana gelebilirdik seninle
Dört bir yana savrulmuş bulurlardı o zaman oyuncaklarımı
Kenarı soyulmuş guguklu saatimi, küçülmüş kısa pantolonlarımı
Yaktığım tüm yazıları baştan yazardım
Ardı ardına söylenmiş tüm yalanları baştan duymak isterdim sonra
Farkla, farkındalıkla ve sükunetimle duymak isterdim sesinde
Diğer tüm insanlar gibi.
Benden hariç
Diğer tüm insanlar gibi süzülmek isterdim saçlarına.
Bir fotoğraf da çektirir miydik ?
Sonra beklerdik bir gece yarısı
Teyzelere yer verirdik bir otobüs kuyruğunda da sen ayakta yorulurdun
Biz seninle güçlü durmayı bilirdik eskiden
Ve bilirdik eskiden biz de eksilecektik bir gün
Sen de eksilmişsin şimdi,
Ben mi ?
Beni bilmiyorum henüz.
Ve bilirsin yine olsa yine yapardım.
” Cehennemi bile kundaklardım senin için ”
” Yaz.” dediler sadece bana.
” Kafatasını ikiye yar ve eline al hatıralarını.”
” Oyna.” dediler sonra.
Sektire sektire ama sekteye uğramadan oyna
Aslında her şey korsanlıktı dedi kardeşim
Ve kardeşim ” 13 ” yaşında.
Eski amerikan ticaret gemileri
Bunlar iyi huylu gemilerdi, bilmezler
Yolun daha yarısında
Mürettebatın ve yüklerin yarısı ziyan oldu.
Yarımdı hepsi, yapılacak ne vardı
Baktı sonra kaptan,
o saatten sonra..
O saatten sonra nereye gitse,
Gideceği yol, o ilk günkü yol değil
Pusulayı fırlattı gökyüzüne, yıldızlara nişan aldı.
Çekti kuru kafalı siyah bayrağı
Okyanusta zavallı bir korsan oldu
Ve şimdi talan etme
Ve şimdi ziyan etme zamanıydı..
İyi gemilerdi ama onlar, bilmezler.
Yazabilirdim ve durdurabilirdim dünyayı kendi gözümde
Tüm korsanların o tek gözlerinde..
Bu kalemlere tutunarak, bu kalemleri kırarak…
Son orkestra son notaya bastığı vakit
bileklerinden süzülen gözyaşları
Alengirli bir hüzün eşliğinde kurumuş olacak
Tüm renkler yarım kaldı dediler
Son ressam elindeki son tablosunu bitiremezmiş artık
Bir kitabın ilk cümlesi noktayla başlasaydı eğer
yan yana gelebilirdik seninle.
DEMİROĞLU