Küçük bir kız çocuğuyum ben… Ellerim yanaklarımda etrafı izliyorum. İrili ufaklı, beyazlı karalı binlerce göz var etrafımda.
Doğduğum gibi ölmeyeceğimi biliyorum, belki bir efsane olurum ölmeden önce belki de kimse bilmez öldüğümü, mühim değil; hayat her türlü benim, çok güçlüyüm ben…
Küçük bir kız çocuğuyum ben, elime tutuşturulmuş onlarca oyuncak bebeğim, geleceğime yazılmış binlerce görevim var benim. Kundakta babamın güzeli veya annemin utancıyım ben. Okul sıralarında sınıf birincisi ya da okulun en sevilmeyen öğrencisi… 15’inde bilinçli bir genç ya da itilmiş bir ergen, 20’sinde her şeyini paylaşmaya hazır bir genç kız ya da etrafı göremeyecek kadar kibirli bir afet… Her şey olabilirim hayatta.
Küçük bir kız çocuğuyum ben, farkındayım dünyanın. Bir şekilde faydalanacak bu dünya benden. Anneme bir bardak su getireceğim, kardeşimin yatağını toplayacağım, büyüdükçe karşı koyacağım ya da boyun bükeceğim dünyaya.
Bir erkeğin rüyalarını süsleyeceğim, evlatlar getireceğim dünyaya, arkadaşlarımla kıyaslayacağım sahip olduklarımı ve ben bunların içinde kaybolurken, dünya faydalanmaya devam edecek benden.
Küçük bir kız çocuğuyum ben, araba reklamlarındaki bacaklar da benim, kahve reklamlarındaki dudaklar da… Hepsi benim aslında ama bazen kınıyorum onları sizin yanınızda, belki beni daha çok seversiniz diye.
Küçük bir kız çocuğuyum ben, sevgiyi arayan. Sevginin her türlüsünü önemsiyorum, tek yönde yazmayın yazgımı. Herkese yetecek yüreğim var benim. Kırgın, ürkek ve güvensiz biri olmak istemiyorum sadece. Azaltmayın beni.
Küçük bir kız çocuğuyum ben, dünyayı saracak kadar uzun kollarım. Bırakın “kocaman” sevmeye devam edeyim dünyayı. Güzel olsun dünya. Kadınlık da yakışsın bana küçük bir kızlığın yakıştığı gibi.