ezanlar okunduktan biraz sonra
kuşlarını sal gökyüzüme
trenlerin geçmediği şehirlerde
yalnız,
meydanların küçüldüğü kentlerde
çaresiz,
boşver,
kuşlarını sal gökyüzüme
mantık evinden dışarı çıkarsan
şöyle bir temiz havayı çek içine
perdelerini aç
kuşların özgürlüğü yansısın gözlerine
saçlarının gökyüzüne doğru uzamasına engel olamazsın
kuşlarını sal gökyüzüme
bir ağırlık çöküyor günün üzerine
saat beş suları
bir bakış geçiyor önümden
yerle bir oluyorum
fakat,
gökyüzüyle bir olmak istiyorum
kuşlarını sal gökyüzüme
şiirlerini okuyorum
henüz yazmaya kalkışmadığın
şiirlerimi duyuyorum sesinden
yoklukla varlık içiçe giriyor
gözlerime tozlar kaçıyor
ağlamıyorum
kuşlarını sal gökyüzüme
sesinde başlıyor yolculuğum
duyduğum yerde dağılıyorum
gözlerinden bir türlü mezun olamıyorum
ezbere geçilmiyor gözlerin okulda öğretildiği gibi
boşver bunları
kuşlarını sal gökyüzüme
sesinde anıları bulmazsam diye üzülüyorum
aramızdaki mesafe yokuş aşağı
tutamadığım sözlerden utanıyorum
sen yokuşun ucundasın, yüzün yüzüme dönük
kadife ceketler aramıza köprü kuruyor
uzun yolculuklardan kokuyorum
rüzgarda ağaçları dinlemek bir başka güzel
kuşlarını diyorum
sal gökyüzüme
tutunduğum son anıya oturmuş bekliyorum