Bir seher yeli olup
Dolaşsam yürekler coğrafyasında…
Karışsam sevda türkülerine, karışsam
dolayları yüksekçe Anadolu dağlarındaki
bir çoban ezgisine.
Bilirim, yanıktır ovaya haşmetle bakan gözler.
Esip esip naralar atmalıyım gam dağlarında
Kelimeleri buram buram şiir kokan.
Karışsam bir güzel bakışa
Aksam gitsem berrak berrak
Suları devirip bir çeşme başında
Yarin hayalinde ıslansam.
Bir gezgin adamın sinesinde nefes olmalıyım sonra
Bahar yağmurlarında hissetmeliyim kendimi
Sırılsıklam maşuku olarak bu diyarların
Demir alma vakti geldiğinde verilmeliyim
Son nefes gibi…
Daha da anaların yüreklerinde cesaret gibi.
Hoyratça ve korkusuzca
Safçada sevgi olmalıyım o vakit
Bir çisentiyle karışmalıyım gözyaşlarına
İsyan şiirleri söylemeliyim
Kırmızı kiremitli evin yaşanmışlığını alıp.
Sonra da ezanla evine dönen babanın
Elindeki ekmek, alnındaki ter olmalıyım
Bilmeliyim değerini
Ekmeğin, emeğini ateşin, toprağın…
Bir sıcak somunda bulmalıyım mutluluğu.
Bir de genç delikanlının Aşkı olmalıyım
Ateş olmalıyım, alev alev kabaran
Gittiğim yerleri sıcaklığımla serinletmeliyim
Okyanus gibi derin
Ya da melal denizi gibi ıssızlık abidesi
İşte o ben olmalıyım.
Ve yürekler coğrafyasında esti seher yeli,
sevda türküleri oldu dolaştı dillerde
ve de gönüllerde…