çıplak ayaklarla koştururken tren raylarının üstünde
yazın sıcağı, kışın soğuğu hissetmez oldum
çoğu zaman rüzgara fısıldardım adını
rüzgar, trenin bacasından çıkan dumanları getirirdi bana
çoğu zaman rüzgara anlatsam da seni
ellerimle toplayamaz oldum beyaz dumanları
yoğurt kabında solmaya terk edilmiş menekşeyim ben
tarih kitapları bahseder mi bilmiyorum
insanın önemli kıldığı hangi değerler tarih kitaplarında yer eder
pek kestiremiyorum
insanı insan yapan bütün değerlerin tarih olduğunu varsayıyorum
kısa kesiyorum, tarihi tarihe gömüyorum
gülen gözlerimi yüzüme gömüyorum
mezar taşına ismini fısıldıyorum
rüzgara bir fatiha fısıldıyorum
konuşamaz oldum artık
sadece fısıldıyorum
dar sokaklardan geniş bulvarlara yürüyorum
yürüyorum ellerim ceplerimde
ceplerimde senden bana miras gülücükler
gülücükler doldurmuşum ceplerime
biraz daha yürüdükten sonra fark ediyorum
ceketimin cepleri delik
yürüdüğüm bütün yollara adını fısıldıyorum
evvelce aşkımızı haykırdığım taşrada
yokluğunu fısıldıyorum
kirlenen bütün sevdalara ikimizi fısıldıyorum
yüzünü astığı an insan
tabureye kimin vurduğunu önemi kalmıyor
menekşeler nasılsa solmak için yaşıyor
yoğurt kabında bileklerini kesmiş menekşeyim ben