Mutluluk kapımı çalan bir yabancı gibi
yanlış gelmişsiniz deyip yolluyorum kapımdan
bazen o kadar abartıyor ki kendi suratına kapatıyor kapıyı
bazen de delikten bakıyorum yine mutluluk gelmiş
açmıyorum zile basıp basıp gidiyor
Mutluluk bana göre değil
bu bir düşünce fikir filan değil
yaşanmışlıkla beraber gelen bir deneyim
mutluluk kapıma geldiğinde ne zaman buyur etsem içeriye
hüzün ve keder ve acı her zaman ondan önce giriyorlar kapıdan salona yerleşiyorlar
saat geç oldu yatmam lazım diyorum
yarın iş güç var diyorum dinleyen yok
yüzsüz misafirlerim benim bakıyorum gidesileri yok
bir sigara yakıyorum, sonra bir tane daha
sabah oluyor gün doğuyor
işime gidicem uğurlamaya çalışıyorum hiç gitmeye niyetli değiller ” Hey size söylüyorum artık gitmeniz lazım !!! ” diyorum,
sağ olsunlar toparlanıyorlar kalkıyorlar
ama bütün günü dip dibe geçiriyoruz yine
ama mutluluk öyle mi ?
utangaç, sıkılgan, edepli misafirim benim
buyur etmedikçe girmiyor içeri
ve ben onu hiç buyur edemiyorum içeri.